Hasan Saatçi, Eşi Gülhan Hanım ve Oğulları Önder ve Oral
Irak Türkmenlerinin değerli bir evladı olan Hasan Saatçi, 9 Ekim 2011 Pazar günü tedavi gördüğü Isparta Özel Şifa Hastahanesinde hayata gözlerini
yumdu. 1931 Kerkük doğumlu olan Saatçi, ilk ve orta öğrenimini Kerkük’te tamamladı. 1952-1957 yıllarında öğretmenlik yaptı. Daha sonra yüksek tahsilini
tamamlamak üzere Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdi. 1961’de buradan Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1962’de Türkiye’den Kerkük’e döndü ve 1963’ten itibaren 2 yıl kadar asteğmen ve teğmen olarak Irak ordusunda vatani görevini ifa etti. Askerliğinin bir kısmı Kerkük’te bir kısmı Erbil’de geçti. Yedek subay okulunu da Bağdat’ta tamamladı.
Askerlikten sonra Tarım İl Müdürlüğüne girdi. Kerkük, Riyaz, Havice ve Dibis gibi yerlerde çalıştı (1965-1980). Irak’ta Türkmenlere baskılar artınca ailesi ile birlikte Türkiye’ye geldi. Uzun yıllar Irak’ta yaptığı hizmetleri de bırakarak Ocak 1981 Türkiye’ye geldi. 1981-1982 yıllarında Isparta’da, 1982 yılından itibaren de Antalya’ya taşınarak orada ikamet etti. 2002 yılından beri de düzenli bir şekilde yazları Isparta’da geçiriyordu. 2009 yılında baypas, 2010 da ise katarakt ameliyatı olmuştu.
Irak Türkmen davasının her zaman bir eri olan Saatçi, öğrencilik yıllarından itibaren mücadeleci ruhu ile bu sahada yerini almıştır. Millî konularda hiçbir zaman taviz vermeyen bir yapıya sahipti. Ankara’daki talebelik yıllarında şehit Necdet Koçak’la birlikte aktif şekilde çalışmıştı. Bu yüzden rahmetli Necdet Koçak’ın hatırasını her zaman yâd eder, onun idam edilmesinin büyük bir kayıp olduğunu söylerdi. Türkiye’ye gelen daha genç öğrencilere ağabeylik; seyahat, iş yahut sağlık sebepleriyle Türkiye’ye gelen hemşerilerine yardım ve rehberlik etti. Dostlarını hep arar sorardı. 20-30 seneden beri görmediği dostlarını bile, onları tanıyanlara sorarak anardı. 4-5 yıl öncesine kadar bayramlarda kart atma âdetini sürdürdü. Son birkaç yılda ölüm haberlerini aldığı dostlarının, akrabalarının vefatı onu çok üzmüştü. Bunların arasında kardeşi Tahsin, Dr. Selahattin Hürmüzlü, Dr. Sati Arslan ve eniştesi Saatçi Enver Mustafa’nın ebediyete intikali onu derinden sarsmıştı.
Ömrünün son 30 yılını geçirdiği ana vatanda da çok değerli dostlar edinmişti. Türkiye’de yeni neslin Kerkük’ü tanımaması onu çok üzerdi. Hasan Saatçi 9 Kasım 1965 de Isparta’da olan dayısının kızı Gülhan Gündüz Hanım ile evlenmişti. Dayısı Şevket Gündüz eski tarihlerde Türkiye’ye göç etmiş ve Isparta’ya bağlı İslamköy’e yerleşmişti. Önder (22.10.1966) ve Oral (13.08.1972) adlarında 2 oğlu oldu. Oğlu Önder’den bir erkek (Alper, 27.01.2006); Oral’dan ise bir erkek (Kerem, 27.02.1999) ve bir kız (Selin, 09.06.2005) olmak üzere 3 torun sahibi oldu. Hayatının son yıllarını torunları ile avunarak geçiriyordu. Zaman zaman telefonlaşarak, şaka yollu şöyle derdi:
“Emmioğlu, ev uşağ bastı bizi”.[1]Hemşerilerine onun kadar düşkün birini görmedim desem, yalan olmaz. Dinî ve millî bayram gibi münasebetlerde, hemşerilerine telefon eder, hal hatırlarını sorardı. Nazik, saygılı, insanları sayan, seven ve herkese değer veren bir üslubu vardı. Isparta’da toprağa verilen Saatçi’nin, bu bakımdan arkadaşları ve sevenleri çoktu. Kendisine Allah’tan rahmet dilerken, kederli ailesine, Türkmen camiasına ve bütün sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] Bu deyimin Türkiye Türkçesindeki karşılığını bulamadım. Ancak buna yakın şöyle bir karşılık vardır:
Torun tosun (veya torba) sahibi olmak. Bu da torunu olmak veya yaşlı olmak anlamına geliyor. Ancak bunun
Kerkük’teki anlamı evin kalabalıklaşması, baba ocağında nüfusun artması demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder