Irak'ta iç savaş yine başlayabilir
Prof. Dr. Meliha Altunışık, 'Suriye kriziyle Irak'taki Şii-Sünni gerginliği daha da büyüdü. Irak'ta 2006'dakinden daha derin bir krizle karşı karşıyayız. Yeni bir Şii-Sünni iç savaşı başlayabilir. Bunu 2006'dan daha derin yapan ise bir Arap-Kürt uyuşmazlığı boyutunun da eklenmiş olması. Irak'ta uzlaşmanın zemini çok küçüldü ve Suriye'de ne olacağı Irak için çok önemli' diyor
Türkiye ile Irak arasında tırmanan gerilimin arka planını, Erbil-Ankara yakınlaşmasının Irak Başbakanı Maliki'yi rahatsız etmesini ve bölgede değişen petrol düzenini ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meliha Altunışık AKŞAM'a değerlendirdi:
- Türkiye ile Bağdat yönetimi arasında bir süredir gördüğümüz gerilim nasıl başladı?
BaŞlangıç noktası Mart 2010- Aralık 2011 aralığında yaşanan gelişmeler. Mart 2010'da Irak'ta seçimler oldu. O seçimlerde Şii İyad Allavi'nin başında olduğu Irakiye Koalisyonu kazandı. Türkiye içinde Sünnilerin de olduğu bu koalisyonu destekledi. Fakat Irak'ta 9 ay hükümet kurulamayınca, Maliki siyasi manevra gücü ve hukuki birtakım argümanları kullanarak en fazla oyu almamasına rağmen hükümeti kurdu. Maliki, Türkiye'nin Allavi'yi desteklemiş olmasından rahatsız oldu. Bu süreçte Sünniler de İyad Allavi'nin işbaşına gelmemesi ve Kürtlerle yapılan anlaşmalar nedeniyle kendilerinin gittikçe marjinalleştiğini düşünmeye başladılar. ABD çekildikten sonra Sünniler arasındaki huzursuzluk giderek arttı ve 2011'de kendi federal bölgelerini istemeye başladılar. Tabii bu Maliki'nin hiç istemediği bir şey. Haşimi'nin Türkiye'ye gelişiyle de kriz büyüdü.
HESAP TUTMADI
- Maliki haklı mı? rak'ın içişlerine çok mu müdahale ettik gerçekten?
BURADA sadece Türkiye'yi suçlamak çok doğru olmayabilir. Çünkü Irak önce Amerikan işgaline uğradı, sonra yeni düzen kurulmaya başlandı ve komşuların müdahalesine açık hale geldi. Çünkü komşular da Irak'ta önemli değişimler olurken, çıkarlarına aykırı gelişmeler olmasını engellemeye çalışıyorlar. Türkiye de, Suriye de, İran da aynı şeyi yapıyor. Ancak Türkiye'nin hesabı tutmadı.
- Suriye'de olanlar Irak'ı nasıl etkiledi?
Surİye krizinde Maliki hükümetinin tutumu Irak'taki Sünnilerden farklı. Maliki hükümeti çok açık bir biçimde Esad yanlısı bir tavır almadı fakat Esad'ın bir askeri müdahaleyle devrilmesine hep karşı çıktı. Sünnilerin kendi federal bölgelerini istedikleri bir ortamda, Sünnilerin egemen olduğu bir Suriye oluşmasından rahatsızlık duydu. Onun için mesela Arap Birliği'nde Suriye'nin üyeliğinin askıya alınmasında çekimser oy kullandı, Irak'tan Suriye'de dizel yakıt sağlamak üzere anlaşma imzaladı, İran'ın Suriye'ye yardım için Irak hava sahasının kullanmasına izin verdi... Çünkü orada Müslüman Kardeşler'in dominant olacağı bir Sünni rejimin kurulmasını istemiyor. Bu noktada da Türkiye ile ayrı kamplardalar. Sonuçta Suriye kriziyle Irak'taki Şii-Sünni gerginliği daha da büyümüş oldu ve bugün Irak'ta 2006'dakinden daha derin bir krizle karşı karşıyayız. Yeni bir Şii-Sünni iç savaşı başlayabilir. Bunu 2006'dan daha derin yapan ise bir Arap-Kürt uyuşmazlığı boyutunun da eklenmiş olması.
SORUN İMTİYAZLAR
- Araplarla Kürtlerin arasını bozan nedir?
KÜRTLERİN meselesi büyük ölçüde Suriye'den kaynaklanıyor. Bağdat'la Erbil arasında petrol ve doğalgaz gelirlerinin paylaşımı ve 'imtiyazları kim verecek?' meselesi son derece önemli. Bugüne dek bu sorunlar bir şekilde idare ediliyordu. Şimdi bunları daha idare edilmez kılan iki şey oldu: Maliki'nin ABD çekildikten sonra gücünü pekiştirip, merkezi hükümeti güçlendirme çabası ve Suriye. Son süreçte Suriyeli Kürtlerin ülkede bir tür otonomi elde etmiş olması birçok milliyetçi Kürt'ü hem Irak'ta hem Türkiye'de heyecanlandırıyor. Kürt milliyetçiliği için bir fırsat kapısı olarak görülüyor bu durum. Bu gelişmeler Iraklı Kürtleri Bağdat'la uzlaşma arayışından uzaklaştırıyor. Buna neden olan bir başka neden de Kürdistan Bölgesel yönetiminin Türkiye ile gelişen ilişkileri. Kürdistan bölgesi eskisi gibi kuşatılmış hissetmiyor kendini. 'Her şey bizim lehimize. Bu bizim anımız, bizim fırsatımız' hissiyatı var. Maliki'nin sertleşip güç kullanmaya kalkışması da yine onların ekmeğine yağ sürebilir.
- Ne kastediyorsunuz?
'Biz burada kalmak istiyorduk ama bize karşı güç kullanılıyor. Bu koşullarda kalamayız' argümanını da desteklemiş olacak. Dolayısıyla Irak'ta uzlaşmanın zemini çok küçüldü ve Suriye'de ne olacağı Irak için çok önemli.
- Suriye'deki hangi senaryoda Irak'ta ne olur?
Eğer Suriye geçmişte Irak'ın yaşadığı gibi eski rejimin birden tümüyle ortadan kalkması şeklinde değil de bir koalisyonla ile çözülürse işler farklı. Yani Esad ve onun yanındaki çok kirlenmiş birkaç kişinin sahneden çekilmesi ama eski rejimden daha kabul edilebilir unsurlarla geniş bir geçiş hükümeti kurulması herkes için en iyi çözüm bence. Bu Irak'taki tansiyonu da biraz dindirebilir. Ama bu olmazsa Suriye'de bir iç savaş olasılığı çok fazla. Suriye'de daha radikal unsurlar iktidarı ele geçirir ve istikrarsız, çatışmacı bir ortam olursa bu Irak için de çok kötü olur. Çünkü oradaki Sünniler de, Kürtler de bu işin içine çekilecekler. Yani bu iki sorun alanı birbiriyle daha fazla etkileşim içine girip, iş daha büyüyecektir.
BAĞIMSIZLIK ENDİŞESİ
- Ankara ile Erbil'in ilişkilerinin iyi olması Bağdat'ı neden rahatsız ediyor?
TABİİ ki petrol ve doğalgaz gelirleri sorunu çok önemli. Çünkü gelirler doğrudan Kuzey Irak'a giderse Kürtlerin bağımsızlığa doğru gideceğini düşünüyor Maliki. Dolayısıyla petrol ve doğalgaz meselesi işin özü. Fakat asıl mesele gelir paylaşımı meselesi değil; imtiyaz meselesi. Petrol ve doğalgaz anlaşması yapmak ve petrol aramak için kim verecek imtiyazı? Bu mesele uzun yıllardır var ama çok fazla sorun olmuyordu. Çünkü büyük şirketler Kuzey Irak'ı yatırım yapmak için güvensiz buluyorlardı. Ama Türkiye'nin de politika değişikliği ile Kuzey Irak gelişmeye başlayınca eskiden daha çekingen davranan şirketlerin de artık oraya girmesine yol açtı ve bugünkü kavgalar alevlendi.
ABD'nin asıl derdi fiyatı kontrol etmek
60'lardan önce Ortadoğu'da bir ülkede imtiyaz sahibi olan özel şirketler o ülkeye çok az bir para veriyordu, petrolü çıkardıktan sonra. Arap milliyetçiliğinin etkisiyle -İran da dahil- Libya'nın öncülük ettiği büyük mücadeleler sonrasında Ortadoğu'da petrol devletleştirilmişti. Şimdi 60'larda Irak'ın öncülük ettiği bu düzenden tekrar eskiye dönülüyor. İşgalden sonra çıkarılan yeni petrol yasası ile Irak petrolleri tekrar özelleşmeye başladı. Bu nedenle Irak petrol şirketleri açısından çok önemli bir ülke haline gelmiş durumda. Bizde 'ABD gidip, işgal edeyim. Petrolü kullanayım istiyor' konuşulur. ABD kendisi için bu petrolü istemiyor, rakamlara bakarsanız buna ihtiyacı yok ama başkaları için istiyor. Çünkü o petrole ihtiyacı olan Avrupa, Japonya'ya 'Buradaki petrolü ben çıkarırım. Ben korurum. Onun için ben liderim, siz de benim müttefikimsiniz' diyor. ABD sanıldığı gibi Ortadoğu petrollerine bağımlı değil. Yakın gelecekte başka hiçbir ülkeden petrol almayan bir konuma gelecek. Yine ABD için Suudi Arabistan çok önemli.
REZERV KAPASİTE KRİTİK
- ABD için Suudi Arabistan neden bu kadar önemli peki?
ABD için Suudi-Amerikan ortaklığı dünya petrol piyasasını yönetmek için önemli. Bizde sadece petrolü çıkarmak önemliymiş gibi anlaşılıyor ama ondan daha önemli bir şey var: Petrolün fiyatı. Çok pahalı olursa ABD zarar görebilir. Çok ucuz olursa da Avrupa, Japonya palazlanır; müttefiki Suudi Arabistan sıkıntıya girebilir. Dolayısıyla belirli bir aralıkta olması gerek. Şimdi Suudi Arabistan ve ABD petrol fiyatını belirliyor. Bu bir yere girip petrol çıkarmaktan daha önemli. Çünkü bütün dünya ekonomisini etkiliyor.
- Dünyanın en büyük üçüncü rezervlerine sahip olduğuna göre, bir süre sonra Irak da aralarına girebilir mi?
Olabilir ama Suudi Arabistan halen rezerv kapasiteye sahip tek ülke. Bu ne demektir? Suudi Arabistan musluğu istediğinde açar, istediğinde kısar ve pazarı belirler. 2003'te Amerika Irak'ı işgal etti. Suudi Arabistan vanaları açtı ki petrol fiyatı aşırı yükselmesin. Onun için Suudi Arabistan ortaklığı ABD çok önemli. İleride Irak bu konuma gelecek mi, bekleyip göreceğiz ama bu iki günde olacak bir iş değil.
YARIN
Doç. Dr. Veysel Ayhan
- Ankara-Erbil yakınlaşmasından ABD rahatsız mı?
- Irak İranlaşabilir mi? Neden 'Şam'dan sonra sıra Bağdat'ta' diyor?
Akşam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder