13 Mart 2012 Salı

Fevzi Türker - Türkmen Katliamları ve Halepçe Katliamı


Türkiye Cumhuriyeti Devleti Radyo-Televizyon Kurumu’nun (TRT) Kürtçe yayın yapan 6.Kanalı, 1988 Halepçe katliamını konu alan bir belgeseli 12 Mart Pazartesi gününden itibaren, katliamın 24.yıl dönümü nedeniyle 7 bölüm halinde ekrana getirmeye başlamıştır.

       TRT 6’da geçen sene 20 Mayıs akşamı KDP lideri Mesut Barzani’nin babası Mustafa Barzani’yle ilgili özel bir program sunuldu. Aynı programda ayrıca “Ölümsüz Mustafa Barzani “ belgeseli gösterildi. Türk basınına göre, belgeseli Mesut Barzani evinde izlerken ağlamış , yanındakiler neden ağladığını sorduklarında “Babamın belgeselinin bir Türk televizyonunda gösterilmesi beni duygulandırdı, onun için ağladım “demiştir.
       TRT kanalları bugüne kadar neden Türkmenlerin dramını Türk ve Dünya kamuoyuna duyurmak istemedi? Türk TRT’si, Türkmenlerin de Kürtler gibi katliamlara uğradıklarından haberi yok muydu? 1959’da Kerkük’te, 1991’de Altunköprü’de ve Amerikan işgalinden sonra da Telafer, Tazehurmatu ve Amirli’de, Türkmenler tarihin en acımasız katliamlarına maruz kalmadılar mı?
       Tarihe mal olmuş Türkmen şahsiyetlerin mezar taşları ve Türkmen mezarlıkları tahrip edilmiyor mu? Türkmen mezarlıklarında bile göçmen Kürtler konut inşa etmiyorlar mı? Türkmenleri, Irak’ta herkes yok saymıyor mu?
      TRT kanalları, Türkmenlerin dramlarını, maruz kaldıkları katliamları önemsemeyebilir, zaten Türkmenlerin bunu TRT’den  talep etme güçleri de yoktur. Peki ya öz be öz Türkmen Televizyonu olan Türkmeneli TV’ye ne demeli? Neden Türkmenlerin uğradıkları haksızlıları Irak ve Dünya kamuoyuna etkili yöntemle duyuramıyor? Neden Türkmen toplumunun milli bilincini geliştirecek ciddi belgeseller yapamıyor? Buna üzülmemek elde değil…
      Türkmenler 94 senedir özgürlük mücadelelerine önderlik edebilen gerçek ve hür iradeli örgütleri olmadığı gibi arkalarında da Amerika, İngiltere, İsrail yok, hele Türkiye hiç yok. Sahipsiz ve kimsesiz oldukları için de, başta Türkiye Cumhuriyeti ve TRT’si onları umursamıyor.
       Türkmenlerin aksine, Kürtler, Yahudi ve Ermeniler gibi davalarına, tarihlerine, dillerine ve şehitlerine bağlılıklarını her zaman ispat etmişler ve davalarını hakkıyla savunmuşlar, uğrunda da her türlü fedakarlığı yapmışladır. İşte Halepçe katliamı, Kürtler bunu dünya’ya başarıyla tanıtabildiler, ardından da filmler, diziler ve belgeseller geldi, en sonuncusu da TRT’de yayınlanan belgesel olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kanalı olan TRT 6’nın  ekranlara  getirdiği Halepçe belgeseli ve diğer programları, Kürt milli şuurunu ve Kürt tarih bilincini geliştirme yönünde büyük katkı sağlamaktadır. Böyle bir yayın politikasını, Türkiye’den başka hiçbir ülkede görmek mümkün değildir.
      Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Irak’ın Amerikalılar tarafından işgalinden önce yapmış olduğu bir konuşmasında, “Kürtlerin bu hale gelmesinde Türkiye’nin katkısı %65’tir, biz Kürtler Türkiye’ye müteşekkiriz” demiştir. Yani kurulmakta olan Kürt devletinin temelinin %65’inin Türkiye tarafından atıldığını demek istiyor Talabani.
       %65 destekle Kürtleri devlet olma durumuna getirebilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aynı desteğin %25’ini Türkmenlerden neden esirgemiştir acaba? Bu destek 1990’dan itibaren Türkmenlere de verilmiş olsaydı, Türkmenler bugün hem bölge sahibi, hem de daha güçlü konumda olurlardı.
      Aslında Kürtleri bu konuda kutlamak lazım, eğer Türkiye gibi bir ülkenin resmi kanalı TRT 6, Halepçe belgeselini hazırlayıp sunuyorsa, Kürtler bu önemli kazançlarını Türkiye’ye yalvarmakla değil, yıllardır sürdürdükleri milli mücadeleleriyle elde ettikleri anlamına geliyor.
      Türkmenler siyasi, iktisadi ve içtimai mücadele yoluna acilen gidemezlerse, istediklerini tam olarak belirleyemezlerse ve her alanda söz sahibi olamazlarsa, tabi ki TRT de Kerkük katliamının 53.yıl dönümünü umursamaz ve Halepçe katliamının 24.yılı nedeniyle belgesel hazırlar. Ağlamayan bebeğe meme verilmez misali Kürtler ağlamasını iyi biliyorlarmış. Biz Türkmenler ise, ne ağlamasını ne de gülmesini biliyoruz.
      Türkmenleri yok olmaktan, yurtsuz kalma tehlikesinden ancak siyasi, iktisadi ve içtimai nitelikte ivedi bir devrim kurtarabilir. Böyle bir devrimde başarılı olabilirlerse yanlarında destekçi olarak, başta Türkiye olmak üzere Amerika’yı da bulurlar İsrail’i de.

Hiç yorum yok: