DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, sivil toplum örgütleri ile birlikte 28 Şubat günü Roboski’yi ziyaret edeceklerini belirterek, katliamı protesto etmek için aynı gün akşam ışık yakıp söndürme eylemi yapacaklarını söyledi. Türk artan baskılara da dikkat çekerek "Sonuç alacağını sananlar yanılmaktadır, gaflet içindedir" dedi.
Diyarbakır Park Orman Dicle Cafe'de yapılan kahvaltılı basın toplantısına DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Ehmedê Xanî Kürtçe Dil ve Edebiyat Akademisi Başkanı Hayrettin Altun, KURDÎ-DER Genel Başkanı Burhan Zorooğlu ve DTK üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Türk, Türkiye ve dünyada önemli bir sürecin yaşandığını belirterek, bu sürece ilişkin DTK'nin düşüncelerini ve çalışmalarını paylaşacaklarını söyledi.
KÜRTLER BİR BÜTÜN OLARAK SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Ortadoğu'da halkların değişim ve dönüşüm için diktatörlere karşı mücadele verdiğini ve bu mücadelenin hem dünya hem de Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini hatırlatan Türk, kendilerinin de halkların özgürlük mücadelesinin yanında oluğunu belirtti. Halkına zulmedenlerin elbette eleştirileceğine vurgu yapan Türk, Kürtlerin hak ve hukuku, adalet ve eşitlik talebinin ise acımasızca bastırıldığını dile getirdi. Onur mücadelesini veren binlerce Kürt aydını ve siyasetçisinin kimliğini, kültürünü savunduğu için, bir halk olmaktan kaynaklı hak ve hukukunu savunduğu için zindanlara konularak çürütülmeye çalışıldığını söyleyen Türk, "Kürtler bir bütün olarak sindirilmeye çalışılmaktadır. Şu gerçeği hepimiz biliyoruz ki Kürtler Ortadoğu'nun en kadim halkıdır. Yıllardan beri vermiş olduğu mücadele ile demokrasinin ne olduğunu bilen bir halktır. Ve bu halkın Ortadoğu'nun 4 ayrı parçasında özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermeleri, aslında Ortadoğu'nun Kürtler olmadan demokrasinin oluşmayacağının da işaretidir, mesajıdır" diyerek, bu gerçeği herkesin çok iyi bilmesi gerektiğine işaret etti.
BU POLİTİKALARDA HAYIR YOKTUR
Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu'nun özgürleşmeyeceğini, Ortadoğu'ya demokrasinin asla ve asla gelemeyeceğini belirten Türk, Ortadoğu'daki halkların mücadelesini "militanca" destekleyen Başbakan'ın, kendi ülkesindeki Kürtlerin mücadelesini diktatörlerin uygulamasına benzer bir anlayışla sindirmeye çalıştığını söyledi. Türk, "Kürtleri sindirmeye ve yok etmeye çalıştıklarını görüyor ve biliyoruz. Sayın Başbakan'a bir daha seslenmek istiyoruz. Yürüttüğünüz politikalar, bizleri kaygılandırıyor. Bu politikalarda hayır yoktur diyoruz. Kürdün kaybetmesi Türkün kaybetmesi anlamına gelir. Gelin birlikte kazanalım. Türkün de Kürdün de ölmesine izin vermeyelim diyoruz. Bu imkansız değildir. Bunu başarabiliriz, başarmak için gücümüz var. Adet ortaklığımız var her şeyden önce" dedi.
Kürt halkının kimliğinin, kültürünün ve meşru taleplerinin gözardı edilmesi durumunda, birçok şeyin kaybedileceğini ifade eden Türk, kaygılarını "Yarın çok geç olabilir diyoruz" sözleriyle dile getirdi. Kürt halkının hakkını, hukukunu tanımanın kimseye kaybettirmeyeceğini, aksine Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasisini güçlendireceğinin altını çizen Türk, eriterek, yok sayarak sonuç alınmayacağının bilinmesi gerektiğini belirtti. Türk, "Sonuç alacağını sananlar yanılmaktadır, gaflet içindedir" ifadesinde bulundu.
ROBOSKİ İÇİN IŞIK SÖNDÜRME EYLEMİ
34 yurttaşın yaşamını yitirdiği Roboski Katliamı'na değinen Türk, katliamın üzerinin örtülmeye çalışıldığını söyledi. Kürt halkının buna asla izin vermeyeceğini dile getiren Türk, "Bizler asla ve asla buna izin vermeyeceğiz. Eylemlerimizi, tepkilerimizi her aşamada farklı bir şekilde ortaya koyacağız" diyerek, 28 Şubat günü DTK ve sivil toplum örgütleri ile Roboski'yi ziyaret edeceklerini açıkladı. Roboski'de, katliamın unutulmaması mesajlarını vereceklerini belirten Türk, katliamı protesto etmek için 28 Şubat akşamı saat 20.00 ile 20.30 arasında ışıkları yakıp söndürme eylemi yapacaklarını duyurdu. Türk Roboski Katliamı'nın unutturulmaması için Kürt halkına yapılacak ışık söndürüp yakma eylemine katılmaları çağrısında bulundu. Türk, "Işıklar yanıp sönsün Roboski Katliamı aydınlansın diyoruz. Tüm halkımızı bu eylemimize güçlü bir şekilde destek vermelerini bekliyoruz. Barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana herkesi bu eylemimize destek vermeye çağırıyoruz. Şeffaf bir Türkiye hepimizin özlemidir" dedi.
MART’TA ULUSAL DİL KONFERANSI YAPILACAK
2, 3 ve 4 Mart tarihinde Ulusal Dil Konferansı'nın gerçekleştirileceğini duyuran Türk, "Türkiye'den, Avrupa'dan ve tüm Kürdistan'dan çok büyük bir katılımla dil konferansımızı gerçekleştireceğiz. Şunu biliyoruz ki dil kimliktir, dil siyasettir, dil özgürlüktür, dil yaşamdır. Bu nedenle dil konferansımızı Kürtlerin geleceği için çok önemli bir rol oynayacağını biliyoruz" diye konuştu.
BARZANİ “SİLAH BIRAKMAZSA PKK’Yİ ÇAĞIRMAYACAĞIZ” DEMEDİ
Konuşmasının ardından basının sorularını yanıtlayan Türk, Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani ile yaptıkları görüşmelerde Kürt Ulusal Konferansı'na PKK'nin çağırılıp çağırılmayacağına yönelik soruya, "Mahabat Kürt Cumhuriyeti'nin ve Qazî Muhammedi anmaya yönelik bir toplantıydı ama diğer tarafta bütün siyasi şahsiyetlerin partilerin bulunduğu bir konferans gerçekleşti. Bu konferansta ortak akıl, gelecek ile ilgili Kürtlerin ortak bir proje ile siyaset yapması, Ortadoğu'da değişim ve dönüşüm gerçekleşirken Kürtler de bu konuda çok duyarlı. Bugün Kürtlerin yaşadığı 4 parçada kendilerine plan ve projeler yaptığını biliyoruz. Bütün Kürtler artık ortak bir akıl ille ulusal birliği sağlayarak bu süreci karşılamaya yönelik çok ciddi bir refleks gösterdiklerini biliyoruz. Yine sayın Barzani hem konferanstaki yaptığı konuşmada hem de bizi davet ederken yaptığı konuşmada Kürt birliğinin önemi, demokratik siyaseti güçlü hale getirilmesi konusunda yapacağımız çabaların çok önemli olduğunu ifade etti. Sayın Barzani'nin konferansta asla 'silahlar bırakılmadığı taktirde PKK'yi çağırmayacağız' gibi bir söylemi olmamıştır. Bu basının üretmek istediği ve görmek istediği bir şey. Kürtlerin kafasını bulandırmaya yönelik bir açıklamadır. Sayın Barzani tam tersine bir ulusal konferansta herkes temsil edilecektir bu ulusal konferansta ortak akıl ortaya çıkarılacaktır. Kimseyi dışlayarak da bu süreci götüremeyeceğiz. Eğer bir sorun varsa, bir Kürt sorunu varsa bu sorunun çözümü konusunda beklentiler varsa, bütün Kürtlerin ortaklaşmasının zorunlu olduğunu ifade eden bir konuşma yaptı" dedi.
Türk'ün ardından yapılacak Dil Konferansı için bilgilendirme yapan KURDÎ-DER Genel Başkanı Burhan Zorooğlu, DTK, KURDÎ-DER, Kürt Enstitüsü, TZP ve Kürt Yazarlar Derneği olarak Mart ayının 2, 3 ve 4'ünde Kürt Ulusal Dil Konferansı gerçekleştireceklerini belirtti.
Konferansın amacının dil siyaseti ve dilin örgütlenmesini sağlamak olduğunu söyleyen Zorooğlu, 3 gün sürecek konferansın sonucunda bir programın hazırlanacağını söyledi. Zorooğlu, 4 parçadan Kürtlerin katılım sağlayacağı konferansa 150 akademisyen ve dil bilimcinin katılacağını belirtti.
Konferansın programı şöyle:
2 Mart
Ulusal birlikte dilin önemi
Kürdistan'da dilin örgütlenmesi
Dilin birliği ve gelişiminde basının önemi
Kültür ve tarihin gelişiminde dilin önemi
3 Mart
Kürt alfabesinde mevcut sorunlar
Dilin savunulması ve geliştirilmesi gereken politikalar
Kürt dilinin savunulmasında birlik ve beraberliğin önemi
Dünyada eğitim modelleri ve Kürt dilinin durumu
4 Mart
İlkokul'dan üniversiteye kadar nasıl bir sistem, dil gelişiminde kurum ve akademilerin önemi
ANF NEWS AGENCY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder