Savaş, ABD dış politikasında "Irak öncesi" ve "Irak sonrası" ayrımı oluşturdu
Irak Savaşı, ABD dış politikasında "Irak öncesi" ve "Irak sonrası" ayrımını oluşturdu. Baracak Obama yönetimi, işgalle gelen uluslararası sorunlardan ders çıkararak, dış politikasında çok taraflılığı esas alma ve müttefikleriyle birlikte hareket etme ihtiyacı hissetti.
Irak Savaşı'nın, ABD için sonuçları sadece ekonomik ve askeri maliyetlerle sınırlı kalmadı. Dünyaya "barış, özgürlük, demokrasi, istikrar" gibi değerler getirme iddiasındaki Amerikan yönetiminin Afganistan ve özellikle Irak'taki denemelerinde, yönetimler değiştirilse de bu ülkelerdeki çatışma, istikrarsızlık ve can kayıpları artarak devam etti. Diğer taraftan da, tek yanlı politikalarla müdahalelere destek vermeye zorladığı Avrupalı ve bölgesel müttefikleriyle ilişkileri bozuldu.
Seçim döneminde Irak'tan çekilme sözü veren Obama, başkanlığının ilk döneminde bunu başardı. Ama Irak'ta yaşanan acı deneyimden, öngörülemeyen siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal maliyetlerden çıkarılan dersler nedeniyle Amerikan yönetimi artık dünyadaki kriz bölgelerine müdahalede çok daha temkinli.
Türkiye'nin tüm eleştirilerine rağmen Obama yönetimi, 70 bin kişinin hayatını kaybettiği Suriye'ye müdahale etmekten kaçınırken muhaliflere silah yardımı yapılmasına da direniyor. Beyaz Saray, Suriye'deki çatışmaların daha da büyüyerek ABD'yi buraya çekmesinden endişe ediyor.
ABD'nin, özellikle önceki Başkan George W. Bush döneminde dış politikadaki "tek başıma hareket ederim" yaklaşımını, Irak savaşı sonrası Obama döneminde olaylarda "uluslararası konsensüs oluşturalım", "arabayı biz idare edelim ama arka koltukta oturup dikkati çekmeyelim" yaklaşımına dönüştü.Tek taraflı hareket yerine krizlerde bölgesel güçlerle işbirliği yapma stratejisi öncelik kazandı.
Örneğin, Amerikan yönetimi Libya'daki Kaddafi rejimine müdahalede, Rusya ve Çin'i yanına almaya, Avrupalı müttefikleriyle daha yakın işbirliği yapmaya özen gösterdi.
-Rejimi dönüştürmek-
Amerikan yönetimi Irak Savaşı'ndan, rejimlerin devrilmesiyle ortaya çıkan kaoslar konusunda da dersler çıkardı. Irak'ta devlet kurumlarını tasfiye ederek sistemi tüm Baas mensuplarından arındıran ABD, kamu hizmetlerinin çökmesi nedeniyle ülkede yıllarca süren bir kaosa sebep olmuştu.
Irak deneyimi Amerikalı karar alıcılara, devlet ve ulus inşasının tepeden inme yöntemlerle bir çırpıda yapılmasının mümkün olmadığını gösterdi. Bunun da etkisiyle ABD, Arap dünyasındaki halk hareketleri karşısında, "ülkelerin geleceğine o ülkelerin halkları karar verecektir" söylemine ağırlık verirken, Suriye gibi ülkeler için de tedrici ve güvenli rejim değişikliği politikası izliyor. Bu nedenle Beyaz Saray, Suriye'yle ilgili geçiş dönemi tartışmalarında, mevcut yöneticilerden "eli kana bulaşmamış" olanların yeni yapılanmada da yer alabilmesine sıcak bakıyor.
Yayıncı: Ogün Duru
Kaynak: AA
Haberciniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder