11 Ocak 2013 Cuma

"Irak Nereye Gidiyor?" Bilgay Duman


2003’te ABD’nin işgal etmesiyle kökten bir dönüşüm başladığı Irak’ta, bu başlangıçtan tam 10 yıl sonra yeni bir dönüşümün tohumlarının ekildiği yüksek sesle konuşuluyor. 20 Aralık 2012’de Irakiye Listesi’nin Sünni liderlerinde Irak Maliye Bakanı Rafi İsavi’nin Felluce’deki evine ve Bağdat’taki ofisine “anti terör” kapsamında baskın yapılarak, 150’ye yakın korumasının tarafından tutuklanmasının ardından yükselen gerginlik, Musul’daki bir hapishanede Irak Ordusu’na bağlı bir subayın genç bir kıza tecavüz ettiğinin ortaya çıkmasıyla üst seviyeye ulaşmıştır.

Diyala’daki bir hapishanede de Sünni Arap bir tutuklunun işkence sonucu hayatı kaybetmesi gerginliği bir adım daha öteye taşımıştır. Rafi İsavi’nin evine ve ofisine düzenlenen Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’ye özel birlikler tarafından yapıldığının iddia edilmesi üzerine, hükümet muhalifleri 21 Aralık 2012 Cuma günü Cuma namazı çıkışında Anbar’da (Ramadi ve Felluce) gösteriler başlatmıştır. Anbar’daki gösteriler gittikçe yayılmış Tikrit (Samarra ve Beyci), Musul, Diyala (Bakuba ve Celevle) ve Kerkük’te Maliki aleyhine protesto gösterileri yapılmıştır. Maliki’nin önce bu gösterilere sert karşılık vererek, gösterilerin yapılmasına izin vermemesi, halkın gösterilere katılımını engelleyecek önlemler alınması ve Maliki’nin yaptığı açıklamalar, göstericilerin ana faktörü olan Sünni Arapların gösterilere olan ilgisini ve desteğini arttırmıştır. Özellikle 28 Aralık 2012 Cuma günü Anbar’da yapılan gösteriler son derece büyük olmuş, binlerce insan gösterilere katılmıştır. Tutukluların salıverilmesi, genel af ilan edilmesi gibi taleplerin yüksek sesle istendiği gösteriler sırasında eski (Saddam Hüseyin dönemine ait) Irak bayrakları açılmış, “Irak Baharı”, “Irak’ta Sünni Baharı” gibi sloganlar atılmıştır. Ayrıca Kürt gruplar da bu gösterilere destek vermiş ve Anbar’daki gösterilerden az da olsa Kürt bayrakları açılmıştır. Gösterilerden açılan bazı pankartlarda Sünnilerin “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi gibi özerk yönetim” talep ettikleri görülmüştür.

Öte yandan Musul’da da Maliki karşıtı gösteriler Sünni Araplar tarafından güçlü bir biçimde devam etmektedir. Musul Üniversitesi ve “Özgürler Meydanı”nda (Sahat El-Ahrar) yapılan gösterilere katılım büyük olmuştur. Irak Ordusu ve polisi Musul’da güvenlik önlemlerini arttırmış, halkın yaşadığı mahallelerden çıkışı yasaklanmış, yollar kapatılmıştır. Hatta Musul Üniversitesi içerisine hammer tipi zırhlı araçlar ve tanklar yerleştirilmiştir. Irak güvenlik birimlerinin göstericilere karşı sert müdahalelerde bulunduğu, göstericilerin arasına zırhlı araçlar girdikleri ve göstericilere ateş açtıkları söylenmektedir. 7 Ocak 2013 Pazartesi günü Musul’daki “Özgürler Meydanı”nda yapılan gösterilerde Irak güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu 6 kişinin yaralandığı, göstericilere ateş açılması sonucunda da 2 kişinin hayatını kaybettiği gelen haberler arasındadır. Ancak gösteriler insanlar alanları terk etmeden ve hız kaybetmeden devam etmektedir.

Ayrıca Maliki yanlısı gruplar da 8 Ocak 2013’te Meysan, Musenna ve Basra’da gösteri düzenlemiştir. Maliki’nin Musenna ve Meysan’daki gösteriler için valilik ve üniversite yönetimleri vasıtasıyla öğrencilerin gösterilere katılmak için talimat gönderdiği iddia edilmektedir. Necef’te de Maliki yanlısı grupların gösteri düzenlemek istediği, ancak Mukteda El-Sadr taraftarları Ayetullah Beşir El-Necefi’nin gösterileri yasaklayan fetvasını gerekçe göstererek gösterileri engellemiştir.

Bununla birlikte Maliki muhalifi olarak görünen tek Şii lider olan Mukteda El-Sadr, Nuri El-Maliki’ye yönelik yapılan bu gösterilere destek verdiğini açıklamıştır. Sadr yaptığı açıklamada, Nuri El-Maliki’nin yalnızca Şiilerin değil, Irak’taki bütün kesimlerin Başbakanı olması gerektiğini ifade etmiştir. Irak’ın mezhep savaşına doğru sürüklenmek istendiğini söyleyen Mukteda El-Sadr, hükümetin bunu engellemesi gerektiğini açıklamıştır. Mukteda El-Sadr taraftarları da gösterilere destek vermek amacıyla Meysan’da hükümet karşıtı gösteriler düzenlemiştir.

Mukteda El-Sadr’ın söylemlerine paralel olarak hem Maliki’nin aşırı uygulamaları hem de Sünni radikal grupların eylemleri ve açıklamaları, Irak’ı geri dönülmez bir noktaya getirebilir. Zira Saddam Hüseyin dönemindeki Irak Devlet Başkan Yardımcısı İzzet İbrahim El-Duri yayınladığı videoda Başbakan Nuri el-Maliki'yi, "Irak'ı, İran'ın hakimiyetine sokmak için Safevi projesini uygulamak"la suçlayarak, gösterilere destek verdiğini açıklamıştır. Ayrıca Özgür Irak Ordusu(1) ve 22 Aralık 2012’de Anbar’da kuruluşunu açıklayan Ömer Tugayı gibi örgütler, hükümeti ve Şiileri hedef alacaklarını belirten tehditkar bildiriler yayınlamaktadır.(2)

Muhalifler ve göstericilere itidal çağrısı yapan Nuri El-Maliki, siyasi süreci baltalamak isteyenlere imkan tanınmamasını isteyerek, göstericilerin taleplerinin bazılarının değerlendirilebileceğini açıklamıştır. Bunun üzerine 14 maddelik bir talep bildirisi yayınlayan göstericilerin istekleri arasında;

· Tutuklu erkek ve kadınların serbest bırakılması,
· Uluslararası toplumun çağrıları doğrultusunda idam hükümlerinin infazının durdurulması,
· Mukaddes mekanların yönetimiyle ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi,
· Terörle Mücadele Kanunu’nun 4. Maddesi’nde ifade edilen teröre karışan, teröre destek veren ve teröristleri saklayan herkes idam edilir hükmünün kaldırılması ve bu kanunla ilintili davaların iptal edilmesi,
· Genel af ilan edilmesi,
· Adli soruşturmaya ilişkin yasal düzenlemenin iptali,
· Güvenlik ve yargı başta olmak üzere, devletin tüm kurumlarında kapsamlı yolsuzluk soruşturmaları yapılması,
· Uluslararası gözlemcilerin denetimi altında nüfus sayımının yapılması,
· Diyala ve Musul Operasyonlar Komutanlığı gibi özel askeri birimlerin iptal edilmesi gibi talepler yer almıştır.(3)

Nuri El-Maliki’nin siyasi olarak en büyük gruba sahip muhalifi ve rakibi olan Irakiye Listesi Lideri İyad Allavi de yaptığı açıklamada, bu olayların Maliki’nin başarısızlığının kanıtı olduğunu ifade ederek, Nuri El-Maliki’nin istifa etmesi ve erken seçimlere gidilmesi çağrısında bulunmuştur.(4)

Irak’ta devam eden gösteriler siyasi krizi derinleştirmektedir. Son dönemde Maliki, hükümet karşıtı Sünni Arap-Kürt bloğunu kırmak amacıyla özellikle Musul’daki Yaver grubu, Kerkük’teki Haviceli Arap aşiretler gibi oluşumlar yanına çekmeye çalışmıştır. Ancak Nuri El-Maliki’nin karşıtı gösteriler Havice’de de yapılmıştır. 11 Ocak 2013 Cuma günü Cuma namazı sonrası Havice Stadyumu’nda toplanmak isteyen göstericilere izin verilmemiş, stadyuma giden yollar Irak güvenlik güçleri tarafından kapatılmıştır. Gösteriler Musul, Tikrit, Samarra, Anbar (Ramadi) ve Bağdat’ta yapılmış, göstericiler toplu Cuma namazları kılmıştır. Ancak Irak güvenlik güçleri başta Bağdat olmak üzere bazı bölgelerde gösterilerin yapılmasını engellemiştir.

Son olaylarda Maliki’nin Musul’da taban kaybettiği ve Maliki ile yakınlaşan Sünnilerin tepkisini çektiği görülmektedir. Hatta Maliki ile son derece iyi ilişkiler kuran Irak Başbakan Yardımcısı Salih El-Mutlak, Rafi İsavi’nın tutuklanan koruma ve yardımcıları ile ilgili soruşturmanın tarafsız makamlar ve adli kurumlar tarafından yapılmasına izin verilmesini talep etmiş ve aksi takdirde kendi bloğunun siyasal süreçten tamamen çekileceğini açıklamıştır. 30 Aralık 2012’de de Anbar’ı ziyaret ederek gösterilere destek verdiğini ortaya koymuştur. Ancak eylemciler Maliki ile iyi ilişkileri olan Salih El-Mutlak’ı alandan kovmuş, bunun üzerine Salih El-Mutlak’ın korumaları göstericilerin üzerine ateş açmıştır. Göstericilere ateş açılması sonucunda 5 kişi yaralanmış, daha sonra yaralanan 1 kişi hayatını kaybetmiştir. Salih El-Mutlak’a yönelik bu tutum Sünni Arapların geldiği noktayı göstermek açısından son derece önemlidir.

Önümüzdeki süreçte 20 Nisan 2013’te Irak’ta yerel seçimler yapılacaktır. Bu olaylar yerel seçimdeki dengeleri etkileyecektir. Yerel seçimlerde Sünni bölgelerinde başarı yakalamak isteyen ve bu yüzden Sünni Arap gruplarla yakınlaşmaya çalışan Nuri El-Maliki’nin olaylar sonrasında etkisinin azalacağı söylenebilir. Burada önemli olan nokta 2014’te yapılması planlanan genel seçimlerin bu olaylardan nasıl etkileneceğidir. Yerel seçimler, genel seçimlerin kaderini de etkileyebilir. Şimdiden Irak’ta erken seçim senaryoları konuşulmaktadır. Suriye’de olası iktidar değişimi ve Sünnilerin iktidara gelmesi, Irak’taki yapıyı da etkileyecektir. Bu yüzden Nuri El-Maliki’nin erken seçimleri desteklemesi olası görünmektedir.

Kısa vadede Irak’taki gösterilerin boyutlarının nereye ulaşacağı Irak’taki siyasal yapı ve istikrarın geleceğinde önemli rol oynayabilir. Sünnilerin aktif bir biçimde gösterilere devam etmesi ile diğer etnik ve dini grupların bu gösterilere destek vermesi, Irak’taki yeni bir dönüşümün başlangıcı sayılabilir. Bölge ülkelerinin tutumu da bu süreçte önemlidir. Bölgenin güçlü ve etkili ülkeleri olan Türkiye ve İran’dan zaman zaman açıklamalar gelse de Suriye meselesi Irak’tan daha ön plandadır. ABD de Irak’taki olaylara karşı şimdilik sessiz kalmayı tercih etmektedir. Sonuçta Iraklılar kendi kaderlerini belirleyecektir. Birleşik Irak mı, yoksa bölünmüş Irak mı?

(1) Detaylı bilgi için bkz. http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=3916,
Erişim: 8 Aralık 2012.
(2) http://www.iraq4allnews.dk/ShowNews.php?id=46048,
Erişim: 8 Aralık 2012.
(3) http://www.alwaleedonline.com/NewsDetails.aspx?NewsID=16102
http://www.cnnturk.com/2013/dunya/01/04/malikiye.muhaliflerden.
8.maddelik.talep/691284.0/index.html,
Erişim: 8 Ocak 2013.
(4) http://www.cnnturk.com/2013/dunya/01/05/irakta.kriz.
derinlesiyor/691353.0/index.html,
Erişim: 8 Ocak 2013.

ORSAM

Hiç yorum yok: