İngiliz İstihbaratı ile Saddam rejimi işbirliği neticesinde başta Dr. Nejdet Koçak olmak üzere Türkmen İleri gelenlere karşı 1980 yılında yapılan yoketme olaylarının 32. yıldönümünde geçen bu süreyi değerlendirmekte sayısız yarar vardır.
Yapılan bu kahpe girişim amacına ulaşmıştır. Türkmenler bir boşluğa sürüklenmiş ihanet doruğa varmıştır. Bu mihrakın işbirlikçiler milleti daha çok umutsuzluğa itmiştirler. Liderliğin ne olduğundan bihaber kişiler liderliğe soyunmuşlardır; kimi parti başkanı olmuş, kimi de Ankara Cumhurbaşkanlığı köşkünden millete yön vermeye çalışmıştır, Erdoğan’ın kucağına oturan Barzani itibar görmüş, Türkmen adı silinmiştir.
Ancak Büyük ve Ulu Türk Milletinin bir parçası olan Türkmenler bütün bu olumsuz şartlara rağmen sağduyusunu yitirmemiştir. Türkiye’deki basını elinde tutan mevcut yönetim Türkmenlere karşı karartma uygulamıştır. Buna rağmen milliyetçi çevreler Türkmenlere karşı yapılan haksızlıkları gündemde tutmuştur. Ancak Türkmenlerin de dikkatli ve akılcı adımlar atması gerekir.
Her şeyden önce Türkmenler çok zengin kültür ve edebiyatını korumak için okutulan alfabeye dört harfi eklemelidir, Azeri soydaşlarımız bunu başarmıştır. İstanbul lehçesi bize uymuyor ve zaman içinde Türkmen edebiyatını öldürecektir, Türk dünyasının her tarafında hayranlıkla dillenen türkülerimiz çeyrek asır sonra yok olup gidecektir, yazık değil mi?
Ayrıca yaklaşan seçimlere tek vücut olarak katılmalıdır. Kuvvet birlikten doğar, dağınıklıktan ancak hüsran doğar. Bir de bu seçimlerde sandıkların iyi korunması gerekir, daha önceki seçimlerden ve yapılan sahtekarlıklardan ders alınmış olmalıdır, bu seçimde Türkmenlerin önünde iki seçenek var:
Ya Kürtlerle görüşüp beraber seçime girilir ya da Şii merciler ile görüşüp ve birlikte seçime girilir, hangisi daha çok parlament üyesi verirse onunla seçime girilir. Ben Şiilerin tercih edilmesinden yanayım, şimdiye kadar Kürtlerden herhangi bir dostluk emaresi görmedik, tersine hep düşmanca tavırlar sergilediler, unutmuyalım ki Türkmenlerin yüzde altmışı da Şiidir.
Irak da Araplarla Kürtler arasında, belki de Bağdat ile Erbil arasında demek daha doğru olur, ihtilaflı üç vilayet var; Kerkük, Salahaddin ve Diyala, bu vilayetleri büyük nüfusu da Türkmendir, bu nedenle bu üç vilayetin vali ve belediye başkanlarının da Türkmen olması zaruridir. Türkmenlere yasal hakların verilmesi ve Anayasa da üçüncü çoğunluk oldukları belirtilmelidir, Irak’ın en eski, 4000 yılı aşan, milleti olduklarını herkes bilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder