9 Eylül 2012 Pazar

Güngör YAVUZASLAN "Kerkük'ten geldim-5: YOLUMUZ MUSUL’A DÜŞÜYOR"


Kerkük-Erbil hattından biz zamanlar Osmanlının ve Ortadoğu’nun kalbinin attığı Musul’a gidiyoruz. Amacımız Irak’ı n en büyük ilçesi ve 70’li yıllardan beri il Irak-Suriye-Türkiye üçgeninde kalan Talafer’e ulaşmak. 
Erbil’de yola çıktığımızda 30 km sonra sonra sanki bambaşka bir ülkedeyiz ırak’ın iki yüzünü görüyoruz.Binalar  izlerini taşıyor, sık sık kontrol noktaları var, yol kenarlarında bidonlarda benzin satılıyor.Telafer  Musul ‘a bağlı ve olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı bir kent.Hem Suriye sınırıa yakın olması hem de ABD işgali yıllarında direnişçilerin merkezi olması nedeniyle askeri önlemler üst düzeyde.Geçerli vizemiz ve iznimiz olmasına rağmen Telafer’deki askeri tugayın komutanı olan general kentte  izni vermedi.Nedeni ise güvenliğimizi sağlayamayacağını söylemesi oldu.Bizden 1 saat önce BM görevlilerini de aynı gerekçe ile geri gönderdiğini söylüyor.Bölgeye yeni atanan general sert önlemleri ile dikkat çekiyor.Aynı gün BM görevlileri ve bir Türk gazetecinin bölgeye gelmesi sinirlerini alt üst etmiş durumda.Amerikalıların Irak ordusuna petrol karşılığı sattığı 2.el hammer cip ile kent dışına çıkartılıyoruz.Yinede  3 saat Telafer’de asker kontrolünde de olsa kalıyoruz.Telafer tamamen unutulmuş, hiçbir yatırımın yapılmadığı tamamı Türk olan bir Irak şehri.kalesi Amerikalılar zamanından beri askeri üs olarak kullanılıyor.Tellafer’de  eller tetikte.Bölge’de özgür Suriye Ordusu ve El Kaide elemanlarının sınırı aşarak bölgeye gelebileceği korkusu hakim.Bağdat yönetimi Maliki’ye sıkı sıkı bağlı askerlerden oluşan ciddi bir birliğini bölgede tutuyor.

TÜRK DİPLOMATLAR ‘’ORTADOĞU’DAKİ BAYRAKLARIMIZ’’

Telafer’de ayrıldıktan sonra Musul’a doğru yol alıyoruz.ırak’ın en büyük şehirlerinden biri olan Musul’da ilk dikkatimizi çeken kontrol noktaları oluyor.Güvenlik ciddi bir sorun aynı gün güvenlik noktalarına 2 saldırı oldu vebir polis hayatını kaybetti.Cumhurbakanlığı başdanışmanımız Erşat Hürmüzlü beyin yönlendirmesi ile Musul Başkonsolosumuz Ahmet Yazal’ın konuğu oluyoruz.Yazal başarılı bir diplomat.Kerkük Ahmet Yazal’ın sorumluluk alanında. Ahmet Yazal, 15 Kasım 2011’de Türkiye Cumhuriyeti Musul Başkonsolosluğu’nda Başkonsolos olarak görev yapmaya başlamıştır. Irak’ta halk arasındaki adı ise’’DAVUTOĞLU’’..Musul başkonsolosluğumuzun bahçesinde  şehit Özel Harekek Polislerimizin temsili kabirlerinin önünde saygıyla eğiliyoruz.Polis şehitlerimizin yanında yaşamını yitiren diğer Türk görevliler ininde temsili kabirleri var.Konsolosluk binası temiz ve bakımlı.

Başkonsolos Yazal, Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 1992 yılında katıldığı T.C. Dışişleri Bakanlığı’nda sırasıyla Kuzey Amerika Ülkeleri, Balkanlar ve Irak Daireleri’nde görev almıştır. Yurtdışında ise sırasıyla T.C. Saraybosna Büyükelçiliği (İkinci Katip), Bregenz Başkonsolosluğu (Muavin Konsolos), Kosova Türk Eşgüdüm Bürosu (Temsilciliği tedvire memur İkinci Katip), Roma Büyükelçiliği (NATO Koleji Kıdemliler Kursu), NATO Daimi Temsilciliği (Müsteşar), Bağdat Büyükelçiliği (Müsteşar) ve Basra Başkonsolosluğu’nda (Başkonsolos) görev almıştır.Bölgede çok  sevilen bir diplomat olan Yazal bizi konuk ediyor.Türkmenler ne zaman bir sorunları olsa kapısını çalıyorlar.Ramazan Bayramı arifesinde Türkiye için  bin beşyüz kişi vize almış.

AHMET  YAZAL ANLATIYOR



 Başkonsolosluğumuz, yeniden faaliyete başladığı 2007 yılı Şubat ayından bu yana, Musul’u çeşitli vesilelerle ziyaret eden ya da burada mukim vatandaşlarımızın tüm konsolosluk işlemlerine yardımcı olmakta, vilayetteki Irak vatandaşlarının vize işlemlerini yapmakta ve vilayet ile ülkemiz arasında sosyal, kültürel, ticari ilişkileri geliştirmek üzere çabalamaktadır.

Musul şehri Arapça’da Al Mavsil olarak, Asuri İmparatorluğunun başkenti olduğu dönemde ve bugünkü mülki bölümlemede Nineva, Türkçe’de ise Musul adıyla adlandırılmaktadır.

Irak’ın başkenti Bağdat’ın 396 km. Kuzeybatısındaki Musul şehri, Dicle (Tigris) nehrinin iki yakasında kurulu olup, nehir üzerindeki 5 köprü şehrin iki yakasını birbirine bağlamaktadır.

Musul merkezli Ninova, Irak’ın 18 vilayetinden biridir. Toplam 3,5 milyonluk nüfusuyla Ninova, Irak’ın üçüncü büyük vilayeti konumundadır. 2 milyonun üzerindeki nüfusuyla Musul ise Bağdat’ın ardından Irak’ın en kalabalık ikinci şehridir.

Tarihi, kültürel, ticari ilişkiler ve beşeri münasebetler açısından Musul, tarih boyunca önem verdiğimiz bir coğrafya olmuştur. 2003 yılındaki savaşın ardından altyapısı yerle bir olan Musul, yeniden imar için özellikle firmalarımız açısından önemli yatırım fırsatları sunmaktadır.

Uzun süren diktatörlük dönemi, komşu ülkelerle yaşanan savaşlar ve 1991 yılındaki Körfez Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletlerin ambargo uyguladığı, zengin doğal kaynaklara ve yetişmiş insan gücüne sahip olan Irak bugün, başta sağlık ve eğitim olmak üzere her alanda yeniden imar edilmeye muhtaçtır. Ülkede üretim alanlarının kısıtlı ve üretim miktarının son derece yetersiz olması nedeniyle, ihtiyaç duyulan ürünler ithal edilmektedir. Bu anlamda Irak, ülkemiz açısından önemli bir ihracat pazarı konumundadır.

2003 yılından bugüne, özellikle ülkenin kuzeyindeki yol, köprü, havaalanı, sağlık merkezi, üniversite, okul ve yurt inşaatları gibi altyapı projelerinin birçoğu Türk firmaları tarafından hayata geçirilmiştir. Konut, hastane, sağlık merkezleri, okul, elektrik santralleri gibi inşaatlara ve içme suyu arıtma, katı atık yönetimi, kent temizliği gibi alanlarda yatırıma gereksinimi olan, ülkenin güvenlikten en yoksun ikinci şehri konumundaki Musul ise, büyük bir pazar imkânı sunmasına rağmen bu yatırımlardan mahrum kalmaktadır. Bununla birlikte, son dönemde Türk firmalarının Ninova vilayetinde açılan ihalelere ilgi duymaya başladıkları müşahede edilmektedir. Musul’daki hastane ve stadyum inşaatı gibi projelerin Türk firmalarınca üstlenilmiş olması bu durumun somut bir göstergesidir.

Son bir yıllık dönemde, görev bölgemizde Türkiye’den mal ithalatının arttığı gözlemlenmektedir. Bunda Türk mallarının kalitesine duyulan güven, hem siyasi hem de duygusal anlamda ülkemizin tercih edilmesi ve Başkonsolosçuğumuzca sağlanan vize kolaylığı etkili olmuştur. Nitekim, Başkonsolosluğumuzca 2010 yılında verilen vize sayısı 15.000’den fazlası müteaddit olmak üzere 90.000’i geçmiştir.

Başkonsolosluğumuz, 2007 yılında faaliyete geçtiği günden bu yana sürekli olarak Musul halkına yardım için çalışmaktadır. Temsilciliğimiz, ülke genelinde güvenlik şartlarının çok kötü olduğu günlerde dahi konsolosluk hizmetini durdurmamıştır. Konsolosluk faaliyetlerimiz yanında Temsilciliğimizin yaptığı önemli hizmetlerden biri de muhtelif patlamalarda yaralanan Iraklıların Türkiye’ye gönderilerek ülkemizde tedavi olmalarını sağlamak olmuştur. Bu çerçevede, bugüne kadar en az yirmi kez Iraklı yaralı tahliyesi yaptık. Bundan böyle de, özellikle Başkonsolosluğumuz bünyesinde faaliyete geçen Ticaret Ataşeliğimizin de çabalarıyla, Türkiye’nin yardımlarının daha çok ekonomik ve sosyal kalkınmaya yönlendirilmesi için çabalayacağız.

Temsilciliğimiz, Irak’ın kuzeyinde yoğun düzeyde faaliyette bulunan veya Irak’a ilk kez gelmek isteyen Türk şirketlerinin Musul’a ilgilerinin arttırılması ve Musul’un yeniden imarına katkıda bulunmalarının sağlanması için çabalamaktadır. Bu amaçla, muhtelif Türk firmalarının temsilcilerinin Musul’u ziyaret ederek yatırım alanları hakkında bilgi edinmeleri ve yerel yöneticilerle bir araya gelmelerine yardımcı olunmaktadır.

Bu çerçevede Başkonsolosluğumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerek iş gerekse turizm amacıyla Musul’u ziyaret edecek olan ve çeşitli vesilelerle Musul’da ikamet eden vatandaşlarımızın karşılaştıkları tüm sorunlarda kendilerine yardımcı olmaya devam edecektir

Hiç yorum yok: