Nisan 2003’te Amerika’nın Irak’ı işgal etmesi sonucunda Irak’taki dengelerin Kürtler ve Araplar lehinde gelişmesi, “Araplaştırma” politikalarının yerinin “Kürtleştirme” politikalarının almasıyla Türkmenlerin yaşamını derinden etkilemiştir. Kerkük, Telafer, Tuzhurmatu ve diğer kritik merkezlerde oluşan şiddet olayları ve Türkmenlere yönelik eylemler bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Son günlerde Türkmenlere karşı artan şiddet ve terör saldırılarının bir anlamı olmalıdır. Bu bombalı saldırılar özellikle Türkmenlerin yoğun yaşadığı semtlerde meydana geliyor. Saldırıların daha çok Türkmen bölgelerinde yaşanması ve doğrudan Türkmenleri hedef alması, Türkmenlerin korunması meselesini yeniden gündeme taşımıştır.
2 Ağustos 2012 Türkmen şehri Kerkük’ü ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkmenlere seslenerek; "Sizin burada tırnağınıza küçük bir diken batsa, onun acısını 75 milyon Türk Anadolu'da hisseder.”dedi. Yıllarca Irak Türkmenleri, Irak rejimleri tarafından baskı, zulüm, işkence, asimilasyon, etnik temizlik, katliamlar ve göçe zorlamaya tabi tutulmuşlardır. Bugün ise Irak Türkmenleri şiddet ve terörden canları yanıyor, dün olduğu gibi bugünde Türkmenlerin kaderi değişmemiştir !!!!
Nisan 2003’ten beri Irak Türklerini sindirmek ve yıldırmak için kamunun üst düzey Türkmen yetkililerine ve sivil kuruluşlarına yönelik bombalama eylemleri, tutuklama, tehdit, suikast, sivilleri öldürme, göçe zorlama, soygun, mallarını ele geçirme ve fidye istemek için Türkmenlerin kaçırılmaları sıkça yaşanmaktadır. Türkmen askeri komutan, doktor, siyasetçi, bilim adamı ve işadamları tehdit ediliyor, suikasta maruz kalıyor, kaçırılıyor veya öldürülüyor. Türkmenlere karşı şiddet ve saldırı girişimleri hala devam ediyor. Kerkük’ün yönetimi ve güvenliği Kürt gruplarının (Peşmerge ve Asayiş’in) denetiminde, Kerkük’te kaçırılan ve öldürülenlerin tamamı Türkmenler, bunun anlamı açık ve net değil midir? Kerkük’ün Türkmen kimliğini değiştirmek isteyen grupların bölge halkına karşı uyguladıkları yıldırma ve göçe zorlama politikalarına karşı direnen birçok Türkmen evladının faili meçhul cinayetlere kurban gittiği biliniyor. Bu kanlı ve hain eller Irak Türkmenlerine karşı sistematik olarak psikolojik savaş uyguluyor ve bu savaşın boyutları tahmin edilenden daha büyüktür. Amaç Türkmenleri korkutmak, sindirmek, yıldırmak, öldürmek, toplum arasında güveni sarsmak, kaos yaratmak ve göçe zorlamaktır.
Kerkük’te yaşananların Türkmenleri yok etme operasyonu değil mi? Değilse, o zaman bu yaşananların adı nedir?
Tüm bunlar göz önüne alındığında son 9 yıllık gelişmelere bakılınca akla şu sorular geliyor; hangi grupların Kerkük’te siyasi ajandası var? Türkmenleri hedef alan şiddet ve terör olayları kimlerin işine geliyor ve kimler arkasında bulunuyor? Türkmenleri Irak'ın yeni yapılanma sürecinin dışına itmek, etkisiz hale getirmek, siyasi sahneden silmek ve göçe zorlamak kimler tarafından yapılıyor? Kerkük’ün yönetimi ve güvenliği hangi grupların denetiminde ve Türkmenlere karşı işlenen bu cinayetler neden önlenemiyor? Hangi güç veya kimler polis ve asker üniforması giyip resmi plakalı araçlarla Türkmen İş adamı, doktor ve bilim adamlarını kaçırıp taşeron Arap teröristlere teslim ediyor, fidye isteniyor ve sonradan bu insanlar öldürülüyor. Bu kana susamış, kalleş ve hain eller ne zamana kadar Türkmen kanı dökecek?
2003 Irak’ın işgali ile birlikte Türkmenler dışındaki bütün büyük etnik ve dini topluluklar silahlı güçlere sahip olurken, Türkmenleri koruyacak silahlı bir güç olmamış, devlete bağlı güvenlik güçleri Türkmenleri korumakta yetersiz kalmıştır. Türkmenlere yönelik şiddet eylemlerinin önüne geçilememektedir. Şiddet ve terör eylemleri direkt olarak Türkmenleri hedef alınmasına rağmen Irak merkezi hükümetinin halen bir adım atmaması, Türkmenleri tedirgin etmektedir. Bu olaylar karşısında Türkmen siyasetçilerin Irak hükümetine yaptıkları bütün girişimlerden de halen bir sonuç alınabilmiş değil. İstatistikler ve yaşanan olaylar Kerkük’te Türkmenlerin hedef alındığını net olarak göstermektedir. Türkmenleri devlet koruyamıyor, o zaman Türkmenlerin can güvenliğini kim sağlayacak? Türkmenler de haklı olarak isyan etmekte ve Türkmenler kendilerini koruyacak ve Türkmenlerden oluşan bir silahlı güç talep etmektedir. Irak hükümeti, Irak vatandaşları olan Türkmenlerin korumakta acizlik yaşamaktadır. Merkezi hükümetin Türkmen halkını koruyamıyorsa, Türkmenlerin de kendi varlıklarını korumak adına silahlı bir güce sahip olmalıdır. Bugün Irak’ta Türkmenler varlık ve yaşam mücadelesi vermekte, bu noktada Türk medyası ve kamuoyunun da konuya ilgisiz kalması oldukça şaşırtıcıdır. Türk kamuoyunun ve Türk dünyasının Irak’taki Türkmenlere vereceği desteğin, Türkmenleri Irak’ta ayakta tutacak, varlık ve yaşam mücadelesini güçlendirecektir.
Bu hain ve eli kanlı katiller heveslenmesin ve sevinmesinler, Irak Türkleri yerini yurdunu dağdan ve çölden gelenlere bırakmaz. Atalarının kanlarıyla sulanmış bu toprakları asla terk etmez. Türkmenlere uzanan kirli ve hain elleri Türkmenler mutlaka kıracaktır. Gün birlik, beraberlik ve kenetlenme günüdür.
İnsanlık adına bütün insanları ve insan hakları örgütlerini Türkmenlere karşı insanlık dışı işlenen dramı ve haksızlıkları görmelerine davet ediyoruz.
Ali Kerküklü
Kaynak:
-ORSAM Ortadoğu Uzmanı Bilgay Duman, “Kerkük’te Türkmenlere Yönelik Saldırılar ve Düşündürdükleri”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder