HEP DÜŞÜNMÜŞÜM, KENDI KENDIMI SORGULAMIŞ, CEVAP BULMAYA ÇALIŞMIŞIM, MILLI MÜCADELEYE KERKÜK’TEN, 1. DÜNYA SAVAŞINDA OSMANLI ORDUSUNDA OLANLAR VE ISTIKLAL MADALYASI ALANLARIN DIŞINDA KATILAN VEYA KATILIM OLMUŞ MUDUR? OLMUŞ OLSAYDI, SIVAS, GAZIANTEP VEYA ŞANLIURFA ADANA GIBI KERKÜK’TE MILLI SINIRLARIMIZ IÇERISINDE KALIR MIDI?
Yaptığımız araştırmalarda; İstiklal Harbine katılmak üzere gönüllü 21 kişinin isimlerini tespit etmiştik ( 1), bunlardan Salih Medeni, Kaymakam Rauf Bey, Muallim Ali Mehmet Efendi, Tevfik Hürmüzlü, Sami Neftçi gibi merhumlar, ve yine gönüllü Kerküklülerden Bektaş ve Şemseddin efendiler, Adana’da, muhasebe müdürlüğünde çalışmış ve yüce Atatürk’ün zaman, zaman maaşını götürürmüş olan Rauf Kölemen Ankara da, Rauf Demirci Samsunda, İzzet Avcı ve İstiklal madalyası alan Ali Rıza Arsalan İstanbul’da emekli olduklarından sonra yaşamlarını i vefatlarına kadar sürdürmüşlerdir.
Çanakkale şehitliğini görenler, gezenler, 20 – 25 yaşlarında bir çok Kerküklünün Anavatan toprakları içinde bir Erzurumlu, bir İstanbullu bir Şanlıurfalı ve Gaziantepli ile yan yana yattığını görürler.
57. Piyade Alayında vatan için canını vermekte Anadolu evladından geri kalmayan Kerküklüler, doğdukları topraklarının yabana, ağyara gittiğini, dağıtıldığını, işgal edildiğini, perişanlığını kalkıp görmüş olsalar, oraların öz be öz Türkün olan topraklarının Anavatan topraklarına katmak için ellerine silahlarını alıp Allah, Allah deyip 57. Piyade alayına ve Mustafa Kemal’in emirlerine uyarlar midi? Eminin inancım odur ki uyarlardı ve bizleri, topraklarının evlatlarını haklı olarak af etmez sitem eder hesap sorarlardı.
Zira yüce Atatürk, Musul’u Kerkük’ü ilelebet yad elinde kalsın diye bırakmadı, ahval ve şerait “şartlar” uygun olduğu zamana bırakmak zorunda kaldı, bu şartlar birkaç defa “ müsait “ oldu, ama yüce insandan sonra Türkiye’yi yönetenler yerine getirmedi, getirilmedi, getirmediler.
Şehitler toprağı Çanakkale’de sen ey Nurioğlu Veli ve sen Mustafaoğlu Hasan rahat uyuyun, Atatürk’ün dediği gibi bu vatan topakları birdir, bir bütündür ve “ halas günü yakındır”.
Gerçek şu ki Türkmen toprakları ( Türkmeneli) olan Kerkük’ten, Erbil’den Telafer ve diğer yörelerden Milli Mücadeleye katılmak için belki heyetler gitmemiş, gidememiş, Türk vatanını dün olduğu gibi bugünde bir parça, bir bütün olarak kabul eden Kerküklüler, tespit ettiğimiz gibi Milli Mücadeleye katılmışlar, katılmak için yollara düşmüşler, varanlar varmış, şehitolanlar Kerkük’ün Türk olan ve kaderin kötü oyunu sonucu yad elinde kalan kokusunu VATAN topraklarında kurtuluşa kadar koklamaya devam ederek nur içinde yatmaktadır.
Heyet neden davet edilmedi veya onlar neden katılmadı, bunun cevabını vermek, bulmak daha geniş araştırmayı(2) gerektirir, ama şu da gerçek, bölgenin tamamı İngilizler tarafından işgal edilmişti, yollar tutulmuş, telgraf telleri ya kesilmiş veya kontrol altında, Kerkük şehri sıkı denetim altında, kısa süre sonrada katliamlar başlamıştı. Geniş çapta Milli Mücadeleye onun için katılım olmamıştı. B enim vebenim gibilerin içinde yine keşke katılabilinseydi, direnebilmiş olsalardı, Erzurum ve Sivas kongrelerine katılma şansları olsaydı, inanılmaz bir kor halinde bu soruların cevabını ve isteklerimin gerçekleşmesini temenni eder ve beklerim.
Şu da bir başka gerçek, şans, kurtuluş şansı onlara gülmedi; PETROL Türkmeneli topraklarında bulunacağına, Allah’ım Petrolu bize, Türk Milletine Anavatan topraklarında verseydi, kısmet etseydi bugün ne Kerkük ağyarın elinde kalırdı ne de anavatanım AB ve İMF kapısında yolunun Diyarbakır’dan geçer sözünü edenlerin karşısında susar boynunu bükerdi.
Bir gerçek de Osmanlı, O büyükler büyüğü şanlı Osmanlı, Türk’ten gayrı insanlara daha yakın olmuş, onlara daha çok hizmet götürmüş, Askeri Rüştiye Okulunu Kerkük yerine Süleymaniye’de açmış, orduya hıyanet içersinde olan, Nemrut Mustafa gibi Türk olmayan birçok insanların katılımı sağlanmış,ihanetler, arkadan vurmalar çoğu zaman kendi içimizde bulunan Türk olmayan Müslümanlardan , ordumuzun içinde bulunan bu gibi insanlardan gelmiş.
400 Yılı aşkın Arapların namus ve iffetini koruyan, Anadolu’dan giden erzakla beslediğimiz, imaret, su kanalları, kutsal yerleri Mehmetlerin kanı ve Ay Yıldızlı SEMAVİ BAYRAĞIMIZIN gölgesinde koruduğumuz yörenin insanları aldıkları altınlarla işledikleri ihanetlerinin bedelini Osmanlıdan sonra çok acı bir şekilde ödemişler, ödemektedirler. Sayelerinde İsrail Devleti kuruldu ve bugün Genişletilmiş BOP’NİN Baharı içinde yüzerekdonmaktadırlar.
Kerkük’te yapılan soy kırımın bedelini bir zalimin yüzünden yüzlerce, hatta binlerce masum çocuk ölerek ödemiş. Tarih boyunca hiç ayrım yapılmadığının bedelini bitmez tükenmez baş kaldırmaları, Milli Mücadelemizde altınları görünce Araplar gibi isyana kalkışmışlar ve vatan toprağı uğruna canını dişine takan evlatlarımız ı arkadan vurmuşlar, vurmaya devam etmektedirler!
Bugüne geldiğimizde değişen büyük bir şeyin olmadığını ibretle görmekteyiz, yine canlarımız dedelerinin kanlarıyla sulanan topraklarımızda arkadan vurulmaktadır. Kerkük’te kan dinmiyor, kin ayni kin, ne versen nafile ONLAR Ata topraklarımızı Kerkük’ü istiyorlar.
Eminin ve inanmaktayım ki, Çanakkale’de yan yana kucak kucağa yatan bu şehitler dün olduğu gibi bir Kerküklü, bir Rizeli, bir Adanalı ve bir Edirneli gibi bugünde MUKADDES TOPRAKLARIMIZ, TOPRAKLARI İÇİN TÜRKÜN VATANI OLAN ANADOLU için şahadet şerbetini içmeye hazırdırlar ve 40 binin üstünde evlatlarımızı şehit edenleri af etmeyeceklerdir.
Birlik, dirlik, bütünlük uğruna yüce atalarının şanlı orduları içinde ALLAH ALLAH diyerek TÜRK topraklarına yan bakanlara, göz dikenlere gövdelerini siper edeceklerdir. Bilinmelidir ki, ancak ve ancak Türk Milleti ile hıyanet içine girmeden insanca yaşamalarının imkan ı vardır.
Var olan anadilde ifade ve konuşma başka, adı Türk olan, Türkler tarafından kurulan Cumhuriyetimizin resmi TV. lerinde yayın ve ANADİLDE EĞİTİM, şanlı BAYRAĞIMIZIN ilelebet payidar kılınması için canlarını verenleri yattıkları topraklarda rahatsız eder ve müsaade edenleri af etmez, çünkü bu tutum ve davranış vatanı bölünmeyegötürür.
Irak’taki Kürt hareketinin siyasi tarihi seyrini ve sömürgeci devletlerin niyetlerini bilenler, bu alanda siyaset yapanlar, bu konuları iyi bilmek ve değerlendirmek zorundadır.
Burası, Anadolu, bugünkü sınırlarımız içersinde olan topraklar Türk Toprağıdır, Irak veya başka ülke gibi değildir, tavsiyem hiç kimse bu gerçeği unutmamasıdır. Ordumuzun gözü nefesi her an Çanakkale de, 57. Alay şehitlerinin kucak kucağa yattığı, kanlarını bu topraklar için döktükleri şehitlerimizin mübarek ruhları ile birleşir, dün İngiliz altınları, bugün Avrupa’nın emel ve oyunları ile kutsal vatanı parçalamaya, bölmeye kalkanlara hiçbir kuvvetin yıkamayacağı KALKANI OLUR.
(*) Bu makale, Töre Dergisi'nin 7.Sayısında yayınlanmıştır.
1. Kerkük’ün Siyasi Tarihi, Dünden Bugüne Kerkük. 1990. N.Demirci
2. Araştırmacı yazar Sayın Cengiz Eroğlu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder