1897′de toplanan Dünya I. Siyonist
Kongresi’nde Yahudilere ‘Nil’den Fırat’a İsrail Devleti’ hedefini işaret eden
modern siyonizmin babası Theodor Herzl, siyasi Kürtçülerle de ilk temas kuran
Yahudi liderdi. Herzl bu durumu hatıralarında açıkça dile getiriyor. Türkiye
Kürtlerinden Abdullah Cevdet ile bağlantıya geçen Herzl’in bu girişiminden
sonra Irak’ın Kuzeyinde Yahudilerin ilgisi artmıştı. Bu bağlamda en önemli
temasları İsrail Devleti kurulunca MOSSAD’ın ilk başkanı olacak olan Reuven
Zoslanski (1949-1952) yapacaktı. Zoslanski Filistin’de kurulacak Yahudi Devleti
için ‘Shiloah’ (vazifeli) kod adıyla Orta doğuda çeşitli milletler nezdinde
zemin hazırlıyordu. İsrailli yazar Hagai Eshed’in One-Man Mossad: Reuven
Shiloah, Father of Israeli Intelligence (Tek Adamlık Mossad: İsrail
İstihbaratının Babası) adlı uzun makalesinde belirttiği gibi, Shiloah,
İsrail’in ilk 10 yılı boyunca istihbarat servisinin yapılanmasında olduğu
kadar, dış politikanın oluşumunda da büyük pay sahibiydi.
Reuven Shiloah, 1930′lu ve 40′lı yıllarda yaptığı Ortadoğu gezileri sırasında (1931-1934 yılları arasında Irak’ta yaşar ve Kürtlerle ilişki kurar) edindiği istihbarat birikimini Mossad’ın liderliğini üstlendiğinde yoğun biçimde kullanmaya başladı. Arap dünyasını iyi tanıyordu ve Yahudi Devleti’nin hayatta kalmak için bu dünyayı nasıl düzenlemesi gerektiğini de biliyordu. İyi bildiği işleri başında da, düşman gibi gözüken komşu ülkelerle gizli ilişkiler kurmak geliyordu. Shiloah tarafından geliştirilen bu “çevreleme stratejisi” Başbakan David Ben Gurion tarafından İsrail’in kuruluşundan bugüne kadar politikasının temel ekseni haline getirilecektir.
İsrail istihbaratı bu dönemde özellikle Kürt hareketinin Avrupa Temsilcisi
olan Türkiye Kürt’ü Kamuran Ali Bedirhan ile ciddi işbirliği içine girer. Ian
Black Benny Morris’in ‘Israel’s Secret Wars: A History of Israel’s Intelligence
Services’ isimli eserinde İsrail yönetiminin Kamuran Ali Bedirhan aracılığı ile
1961′den beri Irak’ta isyan etmiş
olan Kürt isyancılarla 1963′te yeni bir irtibat kurarak onları
yönetmeye, yönlendirmeye başladığı belirtiliyor.
Hayfa Üniversitesi Modern Ortadoğu Tarih Bölümü`nden
İsrailli Prof. Dr. Amatzia Baram ‘İsrail ve Irak’taki Kürt Sorunu’
isimli kitabında, 1963 yazında İsrail İstihbarat Örgütü (MOSSAD) Başkanı
General Meir Amit, İran istihbarat örgütü SAVAK’ın başkanı ile görüşerek, SAVAK
yolu ile Kürtlere silah gönderme konusunda anlaşıyor. Kürt İsrail işbirliğine
İran da dahil olur ve İran üzerinden Irak’ın Kuzeyine geçen İsrailli subaylar
burada Kürt peşmergeleri eğitmeye başlar. 8 Şubat 1963′te Baasçılar’ın Irak’ta bir ay sonra da
Suriye’de başa geçmesi ve 17 Nisan 1963′de Irak, Mısır, Suriye arasında yapılan
üçlü Birlik Antlaşması ile Nasır’ın öncülük ettiği Pan Arabizm fikrinin birliğe
hakim olmasını tehdit olarak algıladığı için İsrail Kürt meselesine karışır ve
Kürt isyancıları desteklemeye başlar.
1963 Haziran’ında KDP Politbürosu aracılığıyla İsrail ile ilişki kuruldu. O tarihte Kamuran Ali Bedirhan vasıtasıyla Paris’te Celal Talabani ile Şimon Peres arasında gizli bir görüşme gerçekleşir. Bu görüşmede Celal Talabani, Kürt peşmergelere ağır silah yardımı yapılması için çağrıda bulunur. Bu görüşmenin ardından Celal Talabani’nin eşi Hero’nun babası İbrahim Ahmed başkanlığında Ömer Mustafa Debabe ve Seyid Aziz Şemzini’den oluşan bir heyet İran üzerinden İsrail’e gitti.
1963 Haziran’ında KDP Politbürosu aracılığıyla İsrail ile ilişki kuruldu. O tarihte Kamuran Ali Bedirhan vasıtasıyla Paris’te Celal Talabani ile Şimon Peres arasında gizli bir görüşme gerçekleşir. Bu görüşmede Celal Talabani, Kürt peşmergelere ağır silah yardımı yapılması için çağrıda bulunur. Bu görüşmenin ardından Celal Talabani’nin eşi Hero’nun babası İbrahim Ahmed başkanlığında Ömer Mustafa Debabe ve Seyid Aziz Şemzini’den oluşan bir heyet İran üzerinden İsrail’e gitti.
Celal Talabani’nin kayınpederi İbrahim Ahmed, MOSSAD başkanı
Meir Amit (1963 – 1968) ile de görüştü. Kendisinden bazuka, mühimmat,
tüfek, para ve benzeri yardımlar istedi. İran, İsrail’den gönderilen
yardımların toprakları üzerinden aktarılmasına izin vermiş, kapılarını
açmıştı. Herhalde İsrail ve İran bu yardımları Allah rızası için
yapmıyordu. Bu yardımların mutlaka bir bedeli olacaktı.
İsrail açısından Iraklı Kürtlere verilen desteğin iki
önemli nedeni olduğu açıktır. Birincisi isyanın sürmesi Irak’ta istikrarsızlık
yaratmakta ve Bağdat hükümetini askeri, siyasi ve ekonomik anlamda
yıpratmaktadır. İkincisi Kürtler, Arap topraklarına sızmakta ve bilgi edinmekte
zorluk çeken İsrail’in bölgedeki gözü kulağı olmaktadır. İsrail, kurulan ilişkiler kapsamında Ağustos 1966 yılında Kürt
istihbarat örgütünün (PARASTİN) şekillenmesine de yardımcı oldu.
Amaç Irak hakkında İsrail için istihbarat toplamaktı. MOSSAD, Kürt istihbaratçıları
yetiştirdi. PARASTİN’nin başına Mesud Barzani getirildi.
Mesud Barzani, “Barzani II” adlı kitabında: “O zaman bir güvenlik ve istihbarat varlığına ihtiyaç duyuldu. Bu örgütün kurulması görevi bana tevdi edildi. İlk başta Şekib Akravi, Muhammed Aziz Kadir, Franso Hariri (18 Şubat 2001’de Erbil’de öldürüldü), Fahir Mergesori ve diğerlerinden yardım alıyordum” demektedir.
Mesud Barzani, “Barzani II” adlı kitabında: “O zaman bir güvenlik ve istihbarat varlığına ihtiyaç duyuldu. Bu örgütün kurulması görevi bana tevdi edildi. İlk başta Şekib Akravi, Muhammed Aziz Kadir, Franso Hariri (18 Şubat 2001’de Erbil’de öldürüldü), Fahir Mergesori ve diğerlerinden yardım alıyordum” demektedir.
İsrail’in Kürt isyancılara giderek artan desteğinin en sembolik
göstergelerinden biri Eylül 1968′de Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa
Barzani’in İsrail’e yaptığı ziyaret olarak gösteriliyor. Barzani kendisini
kabul eden İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan’a hediye olarak bir ‘Kürt Hançeri’
ile birlikte Türkmen şehri Kerkük’ün petrol rafinerilerinin nasıl
vurulabileceğinin planlarını da vermişti. Daha sonra Mart 1969′da bu plan
doğrultusunda yapılan bir operasyonla MOSSAD ve peşmergeler Kerkük
rafinerilerini bombalayarak, çalışamaz hale getirdiler. Bu operasyon CIA
raporlarında da yerini alıyor. Barzani’nin ziyaretinden sonra rafineri
haritasına karşılık İsrail de ‘Altı Gün Savaşları’ sonucunda elde ettiği savaş
ganimeti Sovyet yapısı silahları, Iraklıları öldürmek için, Tahran’daki İsrail askeri
ataşesi Yaakov Nimrodi aracılığı ile Kürtlere ulaştırdı.
Kendilerine verilen
Doğu Blok’u silahlarına önce şaşıran daha sonra çok sevinen Mesud Barzani’nin
Molla Mustafa Barzani, ayrıca bulduğu İsrail yapımı bombalardan daha çok
istemişti. Kendisini silah ve paraya boğan İsrail'in gücüne hayran kalan
Barzani, İsraillilere ortak bir seferberlik de önermişti.
1973’ten sonra Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü CIA de bu işbirliğine katıldı. CIA ajanları, Irak’ın Kuzeyine, İran üzerinden peşmergelere gelen askeri malzemenin akışını koordine etmeye başladılar.
1973’ten sonra Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü CIA de bu işbirliğine katıldı. CIA ajanları, Irak’ın Kuzeyine, İran üzerinden peşmergelere gelen askeri malzemenin akışını koordine etmeye başladılar.
İlk başlarda Sovyet yanlısı olan baba Molla Mustafa Barzani, İsrail
devletinin kurulmasıyla coğrafyadaki yüzünü yeni devlete döndürdü. Barzani,
İsrail ile ilişkilerinin devamında 1973′te İsrail’e
ikinci kez ziyarette bulunuyor. Kürtçe konuşan çocukluk arkadaşı Irak
Yahudilerden 1950′den beri İsrail’de yaşayan David
Gabayi’nin evinde kalıyor. Saklanan bu ziyaretler, 28 Eylül 1980 de
İsrail Başbakan’ı Begin’in, İsrail’in Kürtlere para, silah ve eğitim
sağladığını ilk kez açıklaması ve 29 ve 30 Eylül tarihli İsrail gazetelerinin
Barzani’nin 1960larda ve 1970li yılların başlarında İsrail’e birkaç gizli
ziyaret gerçekleştirdiğini yazmaları üzerine su yüzüne çıkar.Şubat 2004’te
Radikal Gazetesinden Murat Yetkin’in sorularını yanıtlayan İsrail Dışişleri
Eski Müsteşarı Alon Liel de 1960′larda,
70′lerde Molla Mustafa Barzani’ye İsrail’in
destek verdiğini söylemektedir.
2 Mayıs 2005’de Sabah gazetesinde yayınlanan Aslı Aydıntaşbaşın,
İsrail’in Başbakan yardımcısı Şimon Peres’le Tel-Aviv’de yaptığı röportajda;
Şimon Peres’in Irak konusunda ne düşündüğünü soruyor? “Irak’ta toprak
da insanlar da güzel. Ya bölünecek ya da konfederasyon oluşturacaklar…”
Tüm gruplar güçlü bir federasyona yöneliyor. Ayrıca tarihte ilk
kez bir Arap ülkesinin başına bir Arap olmayan biri geçti (Şimon Peres’in
eski dostlarından Kürt Cumhurbaşkanı Celal Talabani). Aslı
Aydıntaşbaşın İsrail’in Irak’ın Kuzeyinde Kürtler ve bağımsız Kürt devletini
desteklediği yolundaki kaygıları gündeme getirdiğinde ise “Bakın
biz Kürtleri başları beladayken, Saddam onları öldürürken destekliyorduk.
Ama şimdi böyle bir durum yok.
Irak’ta Saddam döneminde başı belada olan tek Kürtler miydi? Türkmenler, Araplar, Hıristiyanların (Asuri ve Keldaniler ) başları belada değil miydi?” İsrail’in bu insani yardımları(!) neden bir tek Kürtlere yapılıyordu? Karşılığında ne isteniyordu?
Irak’ta Saddam döneminde başı belada olan tek Kürtler miydi? Türkmenler, Araplar, Hıristiyanların (Asuri ve Keldaniler ) başları belada değil miydi?” İsrail’in bu insani yardımları(!) neden bir tek Kürtlere yapılıyordu? Karşılığında ne isteniyordu?
İsrail’in toprak anlamında stratejik bir derinliği yok. Bunun için Arap
kuşağında, Arapların Araplarla ya da Arap olmayanlarla bir çatışmaya
sürüklenmesini istiyor. Böylece kendi üzerindeki yoğunluğu azaltmış olacak.
Ayrıca bölgede Irak her zaman İsrail için en büyük tehdit olmuştur. Burada
kurulacak ‘Kürt devleti’ ile Irak tehdidini ortadan kaldırmak istiyor. Kürt
isyanına ta başından beri stratejik hesap yapan ve bu kartı Irak, Türkiye, İran
ve Suriye’ye karşı kullanan ülke İsrail’dir.
Amerika dış politika uzmanı Jack Anderson’un 18 Eylül 1972′de Washington Post gazetesinde yazdığı bir
yazısında her ay İsrailli bir yetkili Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa’ya
500 bin dolar vermekteydi, dönemin CIA raporlarına göre MOSSAD şefi Zvi Zamir,
Barzani’yi Irak’ın Kuzeyindeki kampında ziyaret ederek, Bağdat’a karşı yapılan
saldırı ve sabotajların dozunun artırılmasını istemişti.
Bölgede kendisine bağlı bir Kürt devleti isteyen İsrail’in ilişkileri baba Barzani’den sonra da devam etti. İsrail ile oğul Mesud Barzani arasındaki ilişkiler babası dönemindeki gibi aleni olmaktan çok, farklı konseptler de sürüyor. Bölgede bulunan 24 değişik grubun içinde Barzanilerin etkin konuma gelmesinin en önemli sebebi İsrail’in verdiği destek olarak gösteriliyor. Araştırmacı Aytunç Altundal’a göre İsrail’in Irak’ın Kuzeyi ile olan ilişkilerini Kürt Yahudiler sağlıyor (İsrail’de 150-200 bin arasında Kürt Yahudisi yaşamaktadır) . Altundal; “İsrail ile ilişkiyi Barzani’nin yanında bulunan Sami Abdurrahman sağlıyordu (1 Şubat 2004 tarihinde Türkmen şehri Erbilde bir intihar saldırısında öldürüldü. Sami Abdurrahman İsrail tarafından özel eğitilip yetiştirilmiş, Irak Hükümetinde bakanlık yaptığı sırada Irak hakkında tüm bilgileri İsrail’e aktarıyordu). Barzanilerin Amerika ile CIA bağlantısı yine İsrail aracılığı ile sağlanıyor” diyor.
Bölgede kendisine bağlı bir Kürt devleti isteyen İsrail’in ilişkileri baba Barzani’den sonra da devam etti. İsrail ile oğul Mesud Barzani arasındaki ilişkiler babası dönemindeki gibi aleni olmaktan çok, farklı konseptler de sürüyor. Bölgede bulunan 24 değişik grubun içinde Barzanilerin etkin konuma gelmesinin en önemli sebebi İsrail’in verdiği destek olarak gösteriliyor. Araştırmacı Aytunç Altundal’a göre İsrail’in Irak’ın Kuzeyi ile olan ilişkilerini Kürt Yahudiler sağlıyor (İsrail’de 150-200 bin arasında Kürt Yahudisi yaşamaktadır) . Altundal; “İsrail ile ilişkiyi Barzani’nin yanında bulunan Sami Abdurrahman sağlıyordu (1 Şubat 2004 tarihinde Türkmen şehri Erbilde bir intihar saldırısında öldürüldü. Sami Abdurrahman İsrail tarafından özel eğitilip yetiştirilmiş, Irak Hükümetinde bakanlık yaptığı sırada Irak hakkında tüm bilgileri İsrail’e aktarıyordu). Barzanilerin Amerika ile CIA bağlantısı yine İsrail aracılığı ile sağlanıyor” diyor.
MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri, Londra ve Sidney’de yayınlanan “Israel’s
Secret Wars – A History of Israel’s Intelligence Services” (İsrail’in Gizli
Savaşı – İsrail İstihbarat Servislerinin Tarihi) adlı kitapta da
sergilenmektedir. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana
Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking
Enstitüsü’nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmıştır.
Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD
yazışmalarına dayanılarak açıklanmaktadır. Önsözde, kitabın yayından önce
İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği belirtilmektedir.
Bu bilgilerin dışında, 1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanmaktadır. MOSSAD-Barzani ilişkilerinin İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD ajanı) aracılığı ile gerçekleştirildiği de bir başka önemli bilgidir. Nimrodi’nin üstlendiği görev de son derece ilginçtir; Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynamıştır. Kitapta MOSSAD’dan Kürtlere 500 bin dolar para verildiği, sağlam bilgi kaynaklarına dayanılarak açıklanmaktadır. Bu durumda önemli bir soru gündeme gelmektedir: 70′li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürmekte midir? Kitapta ele alınan bilgilere göre bu sorunun cevabı, “evet”dir:
Ian Black ve Benny Morris’in deyimiyle, Kürtler ile İsrail arasındaki ilişkiler “Ortadoğu’nun en kötü saklanan sırrı”dır. Bütün bunların mâkul açıklaması Amerika ve İsrail’in Ortadoğu’da, başlangıçtan günümüze değin ortaklaşa sürdürdükleri kirli oyunları deşifre eden kilometre taşlarında saklıdır.
Bu bilgilerin dışında, 1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanmaktadır. MOSSAD-Barzani ilişkilerinin İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD ajanı) aracılığı ile gerçekleştirildiği de bir başka önemli bilgidir. Nimrodi’nin üstlendiği görev de son derece ilginçtir; Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynamıştır. Kitapta MOSSAD’dan Kürtlere 500 bin dolar para verildiği, sağlam bilgi kaynaklarına dayanılarak açıklanmaktadır. Bu durumda önemli bir soru gündeme gelmektedir: 70′li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürmekte midir? Kitapta ele alınan bilgilere göre bu sorunun cevabı, “evet”dir:
Ian Black ve Benny Morris’in deyimiyle, Kürtler ile İsrail arasındaki ilişkiler “Ortadoğu’nun en kötü saklanan sırrı”dır. Bütün bunların mâkul açıklaması Amerika ve İsrail’in Ortadoğu’da, başlangıçtan günümüze değin ortaklaşa sürdürdükleri kirli oyunları deşifre eden kilometre taşlarında saklıdır.
Akşam gazetesinin Suriye asıllı Ortadoğu Uzmanı Hüsnü Mahalli’nin Mesud
Barzani ile Aralık 2005’de yaptığı röportajda;
Soru: Sayın başkan, şu İsrail ile işbirliğinize gelelim… Geçenlerde yine İsrail basını bazı İsrailli subayların peşmergeleri eğittiğini yazdı…
Barzani: Bakın tüm bunlar saçma, kışkırtıcı, kasıtlı ve gerçekle ilgisi olmayan rezil iddialardır. Peşmergelerin İsrail generallerin eğitimine ihtiyacı yoktur. Peşmergeler kendileri başkalarını eğitecek düzeydedir. Ancak İsrail ile ilişkilerin de bir suç olduğunu sanmıyorum. Unutmamak gerekir ki, biz Irak’ın bir parçasıyız. Eğer Irak hükümeti İsrail’i tanır ve diplomatik ilişki kurarsa (ki Irak hükümeti İsrail’i tanımıyor) biz de o zaman İsrail konsolosluğunu Erbil’de açarız ve ilgilenen herkesi davet ederiz.
Soru: Sayın başkan, şu İsrail ile işbirliğinize gelelim… Geçenlerde yine İsrail basını bazı İsrailli subayların peşmergeleri eğittiğini yazdı…
Barzani: Bakın tüm bunlar saçma, kışkırtıcı, kasıtlı ve gerçekle ilgisi olmayan rezil iddialardır. Peşmergelerin İsrail generallerin eğitimine ihtiyacı yoktur. Peşmergeler kendileri başkalarını eğitecek düzeydedir. Ancak İsrail ile ilişkilerin de bir suç olduğunu sanmıyorum. Unutmamak gerekir ki, biz Irak’ın bir parçasıyız. Eğer Irak hükümeti İsrail’i tanır ve diplomatik ilişki kurarsa (ki Irak hükümeti İsrail’i tanımıyor) biz de o zaman İsrail konsolosluğunu Erbil’de açarız ve ilgilenen herkesi davet ederiz.
Mesud Barzani’nin 23 Mart 2007’de, Irak’taki son duruma, yaşanan ve olası
gelişmelere ilişkin Londra’da yayınlanan el-Hayat gazetesinden Gassan Şerbel
ile yaptığı söyleşiyi;
Soru: İsraillilerin Irak’ın kuzeyine sızdığına dair konuşmalar var. Güvenlik ve ekonomi açısından… İsrail’in bölgedeki azınlıklar konusu üzerinde çalıştığı söyleniyor.
Barzani: Biz Irak devletinin bir parçasıyız. Anayasal olarak herhangi bir devletle ilişkiler kurma hakkımız yok. Eğer İsrail’in Bağdat’ta büyükelçiliği açılırsa Erbil’de de bir konsolosluğu açılır. Bununla birlikte İsrail’le ilişki içerisinde olmanın bir suç olduğunu düşünmüyorum. Ancak Irak anayasasına da karşı çıkmayacağım.
Soru: İsraillilerin Irak’ın kuzeyine sızdığına dair konuşmalar var. Güvenlik ve ekonomi açısından… İsrail’in bölgedeki azınlıklar konusu üzerinde çalıştığı söyleniyor.
Barzani: Biz Irak devletinin bir parçasıyız. Anayasal olarak herhangi bir devletle ilişkiler kurma hakkımız yok. Eğer İsrail’in Bağdat’ta büyükelçiliği açılırsa Erbil’de de bir konsolosluğu açılır. Bununla birlikte İsrail’le ilişki içerisinde olmanın bir suç olduğunu düşünmüyorum. Ancak Irak anayasasına da karşı çıkmayacağım.
Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci ve yazar Seymour M. Hersh’in
“Emir Komuta Zinciri” adlı kitabında ilginç bilgiler yer almaktadır:
“Üst düzey bir CIA yetkilisi, kendisiyle bir görüşmemizde, ‘İsraillilerin
Irak’ın Kuzeyinde faaliyet gösterdiklerini kabul etmişti. İsrailliler
orada da olmaları gerektiğini düşünüyorlar’ dedi. İsraillilerin
Washington’un onayını isteyip istemediklerini sorduğumda ise aynı
yetkili gülerek “İsraillilere ne yapmaları gerektiğini söyleyebilecek
birini tanıyor musun? Onlar hep kendi çıkarlarına en uygun düşen
şeyi yaparlar” karşılığını verdi. CIA yetkilisi İsrail’in bölgedeki
varlığının Amerikan istihbarat çevrelerinde bilindiğini de ilave
etti.”
Eski bir İsrail istihbarat subayı,
2003 yılı sonlarından beri Kürt komando birliklerini (peşmergeleri),
İsrail’in en gizli komando birimi olan Mistaravim kadar etkin bir
güçte eğittiklerini açıklamış (http://www.youtube.com/watch?v=XTt84I3bxF4,Israel
Training Iraqi Kurds-israil Irak Kürtlerini eğitiyor, youtube sitesinde video
görüntüsü ) ve sonra da şunu eklemişti: “Bakın,
İsrail Saddam’a karşı bir denge unsuru olarak Kürtleri hep desteklemişti.
İsrail’in Kürtlerle ittifaka girmesi, Bush Yönetimi’nce o kadar da
kabul edilmeyecek bir şey değildi.” İsrail’in Irak’ın Kuzeyindeki varlığı,
kendisine İran nükleer girişimlerini izleme imkanı verecekti.
Irak ve Suriye’de gözlere ve kulaklara sahip olacaktı.
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Yediot Ahronot, İsrailin
Irakın kuzeyindeki gizli varlığını 2005 yılı sonlarında tekrar gündeme
getiriyordu. Gazeteye göre bazı İsrail şirketlerinin Kürt
yetkilileri ile anlaşmalı olarak, gizlice peşmergeleri eğitmişler,
onları milyonlarca dolarlık malzeme ile donatmışlar, ayrıca Erbil’deki
bir havaalanı (Erbil Havaalanı) inşaatına da gizli katkı sağlamışlardı.
Kürt yetkilileri, İsrail firmalarıyla yürütülen projelerin niçin
gizli tutulduğu sorulduğunda, “güvenlik nedeniyle” diyorlardı.
İsrail gazetesine göre, son on sekiz ay boyunca bir çok İsrailli
güvenlik şirketi tarafından Irak’ın kuzeyine gönderilen eski komandolar(israilli
askerler), burada Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından düzenlenen
özel bir program çerçevesinde, peşmergeleri eğitiyorlardı.
2005’in Aralık ayında ise konuyu bu kez İtalyan La Stampa gazetesi gündeme taşıdı. La Stampa’ya göre İsrailli onlarca asker ‘tarım uzmanı’ ve ‘mühendis’ kimliği altında Iraklı Kürtleri eğitiyordu. Gazeteye göre İsrailliler bölgeye Türkiye üzerinden geçiş yaptılar. Geçişin ardından ‘Z Bölgesi’ olarak kodlanmış gizli bir yere konuşlanan İsrailliler burada Kürtlere ağır askeri eğitim vermeye başladılar. Analizini İsrail’in Yediot Ahronot gazetesine dayandıran La Stampa’ya göre Kürtler ile ilk temasları sağlayan da Mossad’ın eski başkanı Dany Yaton’du (1996-1998). İlk temasların ardından bağlantı İsrailli işadamı Şlomi Michaels tarafından sürdürüldü. Yatom’un kurduğu Magalcom şirketi yakın bir zamana kadar Kürtlere ‘stratejik danışmanlık’ yaptı. Yatom tüm bu iddiaları reddetti. Ancak eldeki belgeler bu yalanları boşa çıkarıyor. Bu arada İsrailli askerlerin bölgedeki varlığını İsrail gazetesi Yediot Ahronot da görüntüledi. Erbil yakınlarındaki Erbil Havaalanı’ndaki görüntüler İsraillilerin bu bölgedeki varlığını kanıtlayan önemli bir kanıt oldu.
Hemen hemen tüm MOSSAD başkan ve yardımcıları Irak’ın Kuzeyinde görev yapmış ve Kürtlerle yakın ilişkide bulunmuştur.Irak’ın Kuzeyinde görev yapan MOSSAD başkan ve yardımcıları : Reuven Shiloah (1949-1962) ,Meir Amit (1963-1968) ,Zvi Zamir (1968-1974).
2005’in Aralık ayında ise konuyu bu kez İtalyan La Stampa gazetesi gündeme taşıdı. La Stampa’ya göre İsrailli onlarca asker ‘tarım uzmanı’ ve ‘mühendis’ kimliği altında Iraklı Kürtleri eğitiyordu. Gazeteye göre İsrailliler bölgeye Türkiye üzerinden geçiş yaptılar. Geçişin ardından ‘Z Bölgesi’ olarak kodlanmış gizli bir yere konuşlanan İsrailliler burada Kürtlere ağır askeri eğitim vermeye başladılar. Analizini İsrail’in Yediot Ahronot gazetesine dayandıran La Stampa’ya göre Kürtler ile ilk temasları sağlayan da Mossad’ın eski başkanı Dany Yaton’du (1996-1998). İlk temasların ardından bağlantı İsrailli işadamı Şlomi Michaels tarafından sürdürüldü. Yatom’un kurduğu Magalcom şirketi yakın bir zamana kadar Kürtlere ‘stratejik danışmanlık’ yaptı. Yatom tüm bu iddiaları reddetti. Ancak eldeki belgeler bu yalanları boşa çıkarıyor. Bu arada İsrailli askerlerin bölgedeki varlığını İsrail gazetesi Yediot Ahronot da görüntüledi. Erbil yakınlarındaki Erbil Havaalanı’ndaki görüntüler İsraillilerin bu bölgedeki varlığını kanıtlayan önemli bir kanıt oldu.
Hemen hemen tüm MOSSAD başkan ve yardımcıları Irak’ın Kuzeyinde görev yapmış ve Kürtlerle yakın ilişkide bulunmuştur.Irak’ın Kuzeyinde görev yapan MOSSAD başkan ve yardımcıları : Reuven Shiloah (1949-1962) ,Meir Amit (1963-1968) ,Zvi Zamir (1968-1974).
Zvi Zamir’den boşalan MOSSAD Başkanlığı’na Yitzhak Hofi
(1974-1982) atanmıştır. Yitzhak Hofi’nin yardımcılığına ise David
Kimche atanır (1976-1980). İkisi de daha önce Irak’ın Kuzeyinde görev yapmışlardı.
Bir süre sonra MOSSAD’ın Başkan Yardımcılığına David Kimche’nin yerine,
Nahum Admoni getirilir (1980-1982).Nahum Admoni (1982 – 1989) seneleri
arasında MOSSAD Başkanlığı koltuğuna oturacaktır. Nahum Admoni da
Irak’ın Kuzeyinde görevli olarak bulunmuştur.Nahum Admoni’nin yardımcılığına
getirilen Menahem ‘Nahik’Navot (1984-1986 )Irak’ın Kuzeyinde görev yapanlar
arasındadır. Nahum Admoni’nin yerine MOSSAD koltuğuna 1989 – 1996 yılları
arası Shabtai Shavit oturacaktır. O da Irak’ın Kuzeyinde görev yapmıştır.
1998–2002 yılları arasında MOSSAD Başkanlığını yapan Efraim Halevy
de Irak’ın Kuzeyinde görevlendirilenlerden biridir. Her halde Irak
Kürtlerine insani yardım götürmek için gitmişlerdir!!!! Bu ünlü
isimlerin Irak’ın Kuzeyinde peş peşe görevlendirilmeleri, bölgenin
İsrail için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu göstermiyor mu?
Bölgenin önemi İsrailliler için her geçen gün daha da arttı. Kutsal
topraklara duyulan sevgi ve enerji kaynaklarına gösterilen ilgi,
İsrail’i Irak’ın kuzeyi ve Kürtlerin sevdalısı haline getirdi.
Türk Gazeteci, araştırmacı ve yazar Uğur Mumcu: “Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa
ne işi var CIA ve MOSSAD 'ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD,
antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?
Tarih boyunca İngiltere, ABD, İran, SSCB, Suriye ve İsrail Kürtleri
kullanmışlar ve işleri bittikten sonra kendi kaderleriyle baş başa
bırakmışlardır, ama Kürtler tarihten ders alamamışlardır.
Irak’ın işgalinde işgalcilere öncülük eden Irak Kürtleri, işgalci ABD Irak’tan çekildikten sonra Kürtler arasında bir panik yaşanıyor, “ABD bize ‘ihanet’ mi ediyor veya tekrar Kürtleri satacak mı?” sorusu gündeme geldi ve bir kısım Kürt sitelerinde de bu konu tartışılmaya başlandı. İşte ülkesine ihanet eden ve Kaderini dış güçlere bağlayan işbirlikçi toplumların durumu ortada, Korku, panik ve satılma korkusu!
Irak’ın işgalinde işgalcilere öncülük eden Irak Kürtleri, işgalci ABD Irak’tan çekildikten sonra Kürtler arasında bir panik yaşanıyor, “ABD bize ‘ihanet’ mi ediyor veya tekrar Kürtleri satacak mı?” sorusu gündeme geldi ve bir kısım Kürt sitelerinde de bu konu tartışılmaya başlandı. İşte ülkesine ihanet eden ve Kaderini dış güçlere bağlayan işbirlikçi toplumların durumu ortada, Korku, panik ve satılma korkusu!
Ali Kerküklü
KAYNAKLAR:
1-Haşim
Söylemez, “Barzani harita verdi, İsrail bombaladı”, Aksiyon Dergisi, , Sayı
432, 17 Mart 2003.
2-Amatzia
Baram, “İsrail ile Irak’ta Kürt Sorunu.” Avrasya Dosyası Dergisi, Cilt I, Sayı
4, İlkbahar 1996
3-Seymour H.
Hersh, Emir Komuta zinciri, 11 Eylül’den Ebu Gureyb’e Uzanan Yol, Agora
Yayınları, İstanbul, 2005.
4- lan Black,
Benny Morris, Israel’s Secret Wars: A History Of Israel’s Intelligence
Services. Newyork. Grove Weidenfeld, 1991.
5-Ali Kuzu, Dünyanın
En Acımasız İstihbarat Örgütü MOSSAD, Kariyer yayınları,İstanbul,2010.
6-Tuncay Özkan,
CIA Kürtleri, Kürt Devleti’nin Gizli Tarihi, Alfa Yayınları, İstanbul,
2004.
7- Hakkı Öznur, Cahşların Savaşı, Altın Küre
Yayınları, Ankara, 2003.
8-Ali Kerküklü, Oyun İçinde Oyun Kerkük, Kum Saati Yayınları, İstanbul,
2006.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder