“Bir defa görmek,
bin defa duymaktan iyidir”
Çin Atasözü
Piramitlerde Irak Türkmenlerinin Bayrağı Dalgalanıyor
Türkmen şehri Kerkük’te doğdum. Çocukluğumla ilgili hatırladığım şeylerden biri evimizde Çekoslovak yapımı Sfenks ve arka planda Piramit motifli porselen bir tepsi vardı. Bu şık tepsi ile çay, kahve soğuk içeceklerin servisi yapılırdı. Yıllar geçti, ama aklımda en çok o porselen tepsideki görüntü kaldı ve hatıramda güçlü bir şekilde varlığını korudu. Küçüklüğümden itibaren de Piramitleri ve Sfenksi görmek en büyük hayalimdi.
Uçak biletimi ve kalacağım yeri ayarladım, bir anda planlayıp hayata geçirdiğim bu geziyi gerçekleştirmek üzere havaalanına yola koyuldum. Yanımda bayrağımız, fotoğraf makinesi ve küçük bir spor çantası vardı. Havaalanı kalabalıktı, pasaport işlemi ve uçağa binme derken, 12.30’de havalanıyoruz. Uçağımız Akdeniz'i geçip Mısır topraklarına girdi. Nil nehrini izleyerek başkent Kahire'ye yaklaşıyoruz. Nil, bu ülkenin can damarı. Her iki yakasında da ekilmiş tarlalar var. O yeşilliğin ortasına serpiştirilmiş kasabalara, köylere bakıyorum. Kahverengi hakim ton. Yollar genelde toprak. İki saat yolculuktan sonra uçak Mısır’ın başkenti Kahire’ye iniyor. Nihayet yıllardır hayalini kurduğum ülke Mısır'dayım. Hava alanından çıktıktan sonra otobüse binerek kalacağım Garden City semtinde bulunan otele yerleştim. Garden City elçilikler, bankalar ve otellerin yoğun olduğu bir bölgedir, ayrıca bu semt Nil nehri ve Tahrir Meydanına çok yakındı.
Kerkük’te Evimizdeki Porselen Tepsi
Mısır, Kuzey Afrika'nın Nijerya'dan sonra 2. kalabalık ülkesidir. Nüfusun büyük bir bölümü Nil Nehri boyunca yerleşmiştir. Kuzeyinde Akdeniz'e, doğusunda Kızıldeniz'e kıyısı bulunan Mısır'ın, batısında Libya, güneyinde Sudan yer almaktadır. Mısır, Asya Kıtası'nda yer alan kısmı Sina Yarımadası üzerinden kuzeydoğusunda Filistin ve İsrail'le komşudur. Mısır'dan geçen Nil Nehri, sularını Akdeniz'e boşaltmaktadır. Medeniyetin beşiği olan Ortadoğu’da bulunan bir ülkedir. 85 milyon nüfusu olan Mısır’ın Nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman olsa da, yüzde 10’unu Kıpti Hıristiyanlar oluşturuyor.
Kahire Mısır'ın başkenti ve arap dünyasının en kalabalık kentidir, ayrıca barındırdığı birçok üniversite, yüksek okul, tiyatro, müze ve abideleriyle ülkenin atardamarı konumundadır. Eski Kahire, 1979 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunmaktadır.
Kahire, ülkenin görülmesi gereken en önemli şehri, kendisinde Afrikalı ve Asyalı kimliğini barındıran, Arap aleminin bu en büyük ve etkili ülkesinin masallara, şiirlere, hikayelere konu olmuş bir başkenttir. Kahire denilince aklımıza gelen şeylerden biri Nil Nehri ve öteki ise Sfenks ve Piramitlerdir. Dünyanın bu en uzun nehrini yakından görmek ve üzerinde bir gemi veya tekne gezintisi yapmak farklı bir duygudur. Nil Nehri, orada yaşayanlara bahşedilmiş bir hayat sanki. O kurak iklimde o kadar büyük değeri var ki. Bunun yanında kente apayrı bir güzellik de katıyor tabi. Diğer taraftan piramitleri görünce hayret ve hayranlığınızı gizleyemiyorsunuz. Her biri tonlarca ağırlığa sahip on binlerce taşın, nereden bulunup da bu mühendislik harikası eserlerin oluşturulduğu düşüncesi geliyor insanın aklına.
GİZEMLİ PİRAMİTLER
Gize Piramitleri, Keops, Kefren ve Mikerinos. Gize Çölü’nün başındaki piramitler, fotoğraflarda her ne kadar çölün ortasında duruyor gibi görünse de aslında Kahire’nin içinde sayılır. İnsanlık tarihinin bu ölümsüz şaheserleri, 4 bin 500 yıldan uzun süredir burada. Arkeologlar geçen yüzyıldan bu yana gizemlerini çözmek için çalışıyor. En eski ve geniş olan Keops Piramiti MÖ yaklaşık 2560’larda yapılmış. Piramit’in Mısır’ın dördüncü hanedanı Firavun Khufu’ya bir mezar olarak inşa edildiğine inanılıyor.
Gizemli Piramitler
Piramitler, firavunun mumyası ile hepsi birbirinden değerli eşsiz nitelikteki sanat eserlerini; kral, kraliçe, prens heykellerini de içlerinde saklıyordu ve bu eşsiz hazineleri saklamak için yapılmışlardır.
Keops Piramidinin yüksekliği 138 metredir. Tepeden 10 metre kadar aşınmıştır. Bazıları 10-15 ton ağırlığında olan 2.300.000 adet blok taşın üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır.
Kefren Piramidinin taban kenarlarının uzunluğu 216m, yüksekliği 143m'dir.
Mikorinos adına yapılan 66m uzunluğundaki piramidin taban kenarlarının uzunluğu 109m'dir
Tarihçi Herodot'a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür. Bu muazzam mezar, üç ayda bir toplanan 100.000 esirin çalışmasıyla 30 yılda tamamlanmıştır. Daha sonra da Keops'un ve eşinin mumyalanmış cesetleri bu mezara yerleştirilmiştir.
Bu üç piramit tam bir teknik ustalık ve mühendislik yeteneği başyapıtıdır. Yerleştirilişi, yapının dev boyutları, kullanılan kireçtaşından yapılan blokların boyut ve ağırlıkları şaşırtıcıdır. Bu piramitler Dünyanın Yedi Harikası içinde günümüzde sağlam kalan tek yapıdır.
Piramitlerin nasıl yapıldığına dair yıllardır üretilen bazı teoriler var, ancak henüz nasıl yapıldıkları konusunda hala kesin bir şey söylenemiyor. Dönemin imkanlarına bakılırsa tonlarca ağırlıktaki taşların üst üste nasıl konduğunu insan tasavvur edemiyor. Kimine göre uzaylı teknolojisi, kimine göre yürüyen bantlar vardı, kimine göre ise gelişmiş bir uygarlık bunları inşa etti ama sonra bu uygarlık kayboldu. Gerçek olan tek şey var bu yapılar hala geçen zamanın içinde değerlerini kaybetmeden dimdik ayakta duruyor.
Mısır Piramitlerinin Sırrı
-Keops piramidinin 12 ton ağırlığında 2.5 milyon taş bloktan oluştuğunu, günde on blok taş yerleştirilmesi halinde yapının 664 yıl süreceği.
- Bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir.
- Piramit kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda iki defa güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
- Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
- Piramitlerin içerisinde ultrasound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
- Kirletilmiş suyu, birkaç gün "Piramit" in içine bırakırsanız, suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
- Piramitlerin içinde süt birkaç gün süreyle taze kalır ve daha sonra hiç bozulmadan yoğurt haline gelir.
- Bitkiler piramidin içinde daha çabuk büyür.
- "Piramit" in içine bırakılmış su beş hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılır.
- Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan piramitler içinde mumyalaşır.
- Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar bir piramidin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
- Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu ya da aynı yerde birkaç tur attılar fakat içlerini göremediler.
- Piramitlerin içi yazın soğuk, kışın sıcak olur.
Büyük Gize Sfenksi
Piramitlerin yakınındaki Sfenks de piramitler kadar etkileyici. Yakınına gidince insan ne kadar devasa büyüklükte yapıldığını fark ediyor. Gize’de hemen Kefren Piramidi önünde duran Sfenks ise piramitleri korumak amaçlı firavun kafalı ve aslan gövdeli inşa edilmiştir. Dünyadaki en büyük tek-taş heykeli olup 57 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir. Pençelerinin arasında bir tapınak olan ve yatan aslan biçiminde kafası ile bir firavun başı şeklinde olan bir heykeldir.
Sfenks ve Piramitler
Büyük Gize Sfenks’indeki yüzün Dördüncü Hanedanlık Dönemi’nde, başkent Memphis’te 24 ila 26 yıl hüküm sürdüğü düşünülen 6 Eski Krallık firavunundan biri olan Kefren’in yüzü olduğu tahmin edilmektedir. Yükselen güneşi karşıladığı için Gize Piramitlerinin koruyucusu olduğuna inanılır.
Khan El-Halili
Khan El-Halili Çarşısı Kahire’nin en eski eserlerinden biri olan bu çarşıda ne ararsanız bulabilirsiniz. İstanbul’daki Kapalıçarşı’ya benzeyen bu büyük çarşıda renkli el işleri, hediyelik eşyalar, ince cam süs eşyaları, sedef işlemeli kutular, küçük süs eşyaları, tişörtler, papirüsler. antikalar ve yöresel eşyalar satılıyor. Kahire’nin 200 yıllık geçmişe sahip en meşhur kahvehanesi El Fişavi de bu çarşının içinde. Bir zamanlar Mehmet Akif Ersoy burada çay içer, Mısırlı yazar Necip Mahfuz romanlarını yazarmış. Naneli çayı ve elmalı nargilesi meşhur.
Khan EL-Halili
Mısır Müzesi
Piramitlerin büyüleyici ve şaşırtıcı yapılarının hemen sonrasında Tahrir Meydanı’ndaki Mısır Müzesi’ni gezmek kafadaki pek çok eksik parçayı tamamlayacaktır. Mısır Müzesi, Mısır’ın antik dünyasının kalbidir. Bu müzede paha biçilemez hazineler, piramitlerden çıkarılan mumyalar, altın masklar ve daha niceleri sergilenmektedir. Müzede 120.000 den fazla eser sergilenirken 150.000 kadar eserinde bodrumda tutulduğu söylenmektedir. İnanılmaz bir sergi alanı, herkesin bir kez de olsa bu müzeden yolu geçmelidir. Müze hem boyutu ve hem de içerisindeki on binlerce inanılmaz eser sayesinde günlerce gezilebilir.
Mısır Müzesi
Müze içerisinde o kadar çok detay ve hikaye var ki nereye bakarsanız sizi binlerce yıl geriye götürmeye yetiyor. Dünya tarihinin en büyük arkeolojik keşiflerinden biri sayılan Tutankamon’un mezarının ortaya çıkarılmasıyla birlikte tüm hazinesi günümüze kadar ulaşan tek firavun. Mısır tarihi içerisinde önemli bir firavun olmayan Tutankamon, genç yaşta hayata gözlerini yummuş. Tutankamon'un mezarını 1922 yılında İngiliz arkeolog Howard Carter bulmuş. Tutankamon’un mezarı Krallar Vadisi'nde yer almaktadır. Mumyası haricinde mezardan çıkarılanlar ise Mısır Müzesi’nde sergilenmektedir.
Mısır Demek, Nil Demek
Nil nehri dünyanın bu en uzun nehrini yakından görmek ve üzerinde bir gemi gezintisi yapmak ise sadece tecrübe edildiği zaman bir anlam kazanan, anlaşılabilen bir duygudur. Nil nehri Kahire şehrini ortadan ikiye bölerek yoluna devam etmektedir. Gündüz başka güzel, gece ise bir başka güzel olabilen bir yer Nil nehri ve kıyısı. Nil kıyısında yer alan yalılar, uluslararası oteller, büyükelçilikler, İstanbul’da Boğaziçi neyse, Nil’de o anlama geliyor. Şehrin tümüne hakim olan sarı, bej, gri rengin Nil kıyısında yeşile döndüğünü görmek insana
Nil’de Irak Türkmenlerinin Bayrağı
huzur veriyor. Şehrin gerisine hakim olan keşmekeşin ve düzensizliğin Nil’in durgun ve yavaş akışında bir dinginliğe dönüştüğünü söylemek mümkün. Kahire’nin belki de en fazla kendimize yakın bulabileceğimiz bölgesi Nil kıyısı. Nil nehrinde gece yapılacak bir gezinti ise şehrin güzelliğini ortaya çıkarıyor. Nil kıyısında yer alan binalardan nehre yanıysan ışıklar, fotoğraf sanatçıları için eşsiz manzaralar sunarken yenilecek bir yemekte hem madden, hem de ruhen doyduğunuzu ve dinlendiğinizi hissediyorsunuz.
.... Ve Daha Pek Çok Mekan
Tabi ki Kahire’de görülecek yerler sadece Piramitler ve Kahire Müzesi ile sınırlı değil. Kahire Kalesi (The Citadel) içerisindeki Mehmet Ali Paşa Camii, Süleyman Paşa Cami, El-Nasir Muhammed Camii ve Askeri Müze ile kale dışında bulunan El-Rifai ve Sultan Hasan Camii, Eski Kahire (Old Cario – Misr el-Qadima) bölgesi birbirinden ilginç yapısı ile birçok kilise ve sinagogu içinde barındırıyor. Bunlardan en önemlileri; St. Barbara, St. Sergius, St. George (Mari Girgis), Ben Ezra ve tabi Kıpti Müzesi (Coptic Museum). Kahire Kulesi, El-Ezher camii, Saad Zaglul Türbesi, Zemalık, Beynü-l Kasrin, Nil nehrinde gezinti
Kahire’de Trafik
20 milyon nüfuslu Kahire’de trafik oldukça yoğun ve araç sayısı da oldukça fazla. Büyük şehirlerin trafiği, Kahire’de bir anda dünyanın en modern trafiği anılacak kadar iyi gelebilir insana. Bu kadar yoğun trafiğe karşı trafik lambası kullanmıyorlar ve trafik sürekli akar halde, bu sorun kendiliğinden çözülmüş görünüyor.
Kahire Trafiği
Trafiğin arapsaçı olduğu bu şehirde, kornaların susmadığı kavşaklarda trafik ışıklarının çaresizliği ile karşı karşıya kalmak değişik bir duygudur. Kahire’de araç kullanmak gerçekten bir sihirbazlıktır.
Tahrir Meydanı
Kahire'ye devrimden hemen sonra gelip de, Tahrir Meydanı’na gitmeden olmaz. Bir köşesinde müze, diğer köşesinde Amerikan Üniversitesi olan, ortasından yoğun bir trafik akan sıradan bir meydan. Tüm Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasını derinden etkileyen Arap Baharı'nın bu kalabalık ve telaşlı meydandan başladığına inanmak çok zor.
Tahrir Meydanı ve Geride İse Mısır Müzesi Görünüyor(Pembe Renkli Bina)
Mısır'da devrimin kalbinin attığı yer olan Tahrir Meydanı'nda 25 Ocak 2011 tarihinde en az 50 bin kişinin Hüsnü Mübarek'i protesto gösterileriyle başlayan süreç, devrimle sonuçlanmıştı. Meydan, Mübarek'in devrilmesinden sonra da birçok gösteriye sahne oldu.
Ancak hala eylemlerini sürdüren göstericiler de çadırlarını birlikte gözükmek için çadırlarını birbirlerine yakın yerlere kurmuşlardı. Meydanda göstericilerin sayısı azalsa da hala eylemciler bulunuyor. Eylemciler Mısır’da devrim süresince ölenlerin ve yaralananların haklarını alabilmesi için eylemlerini sürdürdüklerini belirtiyorlar. Ayrıca Mısır’da askeri yönetimin sona ermesini ve sivil bir yönetimin kurulmasını istediklerini aktarıyorlar. Göstericiler, özgürlük istediklerini ve haklarını alamazlarsa “ölene kadar meydanda kalacaklarını” ifade ediyorlar. Yani protesto çadırları Tahrir meydanın da hala duruyor
Meydanda Cuma namazından sonra toplananlar devrim şarkıları söylerken, Askeri Konseye de tepki gösterdiler. "Mübarek gitti ama askeri vesayet bitmedi" diyen kalabalık, "Devrime devam" sloganları attılar. Özellikle yapılan ilk demokratik seçimde fazla varlık gösteremeyen gençlik hareketleri devrimin devam ettiğini belirttiler. Daha sonra Göstericiler Garden City semtinde bulunan ABD Büyükelçiliği’ne yürüdüler. Tahrir Meydanı’na çok yakın (200 metre) olan ABD Büyükelçiliği etrafına Ordu birlikleri, tank ve panzerlerle bir güvenlik kuşağı oluşturmuştu (Bu koruma sadece ABD Büyükelçilik binasına yapılmaktaydı, acaba neden? Mısırlılara ”özgürlük ve demokrasi” getirdikleri için olmasın sakın). ABD aleyhine yapılan gösteride, ABD'nin Mısır'daki büyükelçisinin ihraç edilmesi istendi. Göstericiler ayrıca, ABD'nin ülkedeki barış ve huzuru bozduğu, halk içerisinde kaos oluşturmak ve 25 ocak devrim hareketini kuşatma altına almak istediğini ifade edilerek, Kahrolsun ABD ve ABD işbirlikçileri yıkılmalı gibi pankartlar taşıdılar
İşin en ilginç yanı Tahrir Meydanı’nı çevreleyen Amerika'nın en büyük restoran zincirleri KFC (Kentucky Fried Chicken) , Pizza Hut, Mc Donald’s, Hardee’s ve başka restoranlar da var.
Sonuç olarak Firavunlar ülkesi çok derin ve muamma bir geleceğe gebe bir ülke haline gelmiştir.
Bence Mısır mutlaka görülmeli, çok farklı bir kültür, Mitoloji, tarih ve gizem bir arada. Mısır gerçekten İnsanı hayrete düşüren bir ülkedir.
* Kürşat Çavuşoğlu, Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder