5 Şubat 2012 Pazar

Tankut SÖZERİ - Irak Paradigması


Irak, 143 milyar varil ispatlanmış petrol rezervi ve 3.158 milyar m3 gaz rezerviyle önemli bir kaynak ülke konumundadır. Irak petrollerinin %75’i Irak’ın güney bölgesinde, %25’i Irak’ın kuzey ve orta bölgesinde yoğunlaşmıştır. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kuzey bölgesinde kontrol ettiği petrol rezervi %6 iken, yalnızca Kerkük bölgesinin rezerv miktarı ise %14’tür. Nisan 2008’de Saddam döneminde yapılan tüm petrol kontratlarının hükümsüz olduğunun ilan edilmesinin ardından Iraklı yetkililer 2012 Ocağına kadar içerisinde Amerikalı ve İngiliz şirketlerin de bulunduğu uluslararası petrol şirketleri ile 4 tur ihale kapsamında geliştirme ve üretim servis anlaşmaları ve teknik servis anlaşmaları yapmıştır. Kürt bölgesel yönetimi ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesine yaklaşık 1 ay kala Exxon şirketi ile Al Qush, Baeshiqa, Pirmam, Betwata, Qara-Hanjeer ve Arbat şirketleri ile 6 petrol sahası için uluslararası bir anlaşma imzalamıştır. Anlaşmaları yasa dışı ilan eden Maliki yönetimi ise Amarikalı şirketlerin Kürt bölgesinde ekonomik değil politik amaçlarla hareket ettiğini ileri sürmektedir.
(Maliki ve Haşimi çekişmesini hatırlayınız. Haşimi Kürt yönetimine sığınmıştı. Türkiye Haşimi’yi neden savunuyor yanıtını sanırım aşağıdaki bilgilerde bulabilirsiniz.)
Bölgesel Kürt Yönetimi Türk Firmalarıyla ciddi üretim paylaşımı anlaşması yapmıştır. Bu açıdan bakıldığında, Genel Enerji, Ber Bahr sahasında %40, Dohuk sahasında %40, Miran sahasında %18.75 hisseye sahiptir. Petoil, Bina Bawi sahasında %23, Pulkhana sahasında %20, Shakal sahasında %9, Chia Surkh sahasında %20 hisseye sahiptir. Doğan Holding’in Khalakan sahasında hissesi %80’dir. Petroquest (Çalık Enerji)’nin Sulevani sahasında hissesi %80 ve Central Dohuk sahasında ise %30’tur.
2003 işgali sonrası Irak’ın petrol ve türevlerinden elde edilen gelirleri Amerikan Federal Rezerv Bankası (FED)’nda Irak Merkez Bankası adına oluşturulan Irak Kalkınma Fonu (Iraq Development Fund-IDF) hesabına aktarılmıştır. Bu anlamda Irak’ın petrol gelirlerinin harcanması noktasında Amerikan Federal Rezerv Bankası’nın önemli bir gücü elinde tuttuğu görülmektedir. ABD ülkeyi terk askeri olarak ederken mali olarak terk etmemiştir. Anlaşmalarını koruyabilecek gücü de alanda tutmaya özen gösterecek bir gücü geride bırakmıştır.
Tüm bu anlaşmaların yanı sıra Irak petrollerinin petrol şirketleri ve Irak için taşıdığı anlamı özetlemek gerekirse; Amerikan ve İngiliz şirketleri için Irak petrol pazarında yer almak ekonomik olduğu kadar güç ve saygınlık; Çin, Rus, Hindistan, Avusturya, Kanada, Kore, Hindistan ve diğer ülke şirketleri için ekonomik kazanç ve büyümek için fırsat; Irak için ise geleceğe taşınmanın kaynağı şeklinde özetlenebilir.
Kürt bölgesel yönetimin sınırları içerisinde 5.000-40.000 varil/gün işleme kapasitesine sahip küçük çaplı 4 adet rafineri bulunmaktadır. Bu rafineriler Erbil Bazian, TawIrak ve Süleymaniye bölgelerindedir. Bunlara ek olarak Taq Taq bölgesinde de 60.000 varil/gün kapasiteli rafineri yapılması ve 2015’te devreye alınması planlanmaktadır.
Bunun yanısıra Bölgesel Yönetim ile yapılan üretim paylaşımı anlaşmaları çerçevesinde bu bölgeden ilk ihracat 1 Haziran 2009’da Genel Enerji ve Addax Petroleum Co.’ın hissedar olduğu Taq Taq ve DNO International ASA ile Genel Enerji’nin hissedar olduğu Tawke sahalarındaki üretim ile başlamış olup Hurmala pompa istasyonuna ve/veya Fiskhabur’a taşınmak suretiyle Kerkük-Yumurtalık hattından yapılmaktadır.
Hâlihazırda iharacat miktarı günlük yaklaşık 125 bin varildir. Bu miktarın arttırılması amacıyla Kerkük-Yumurtalık Hattı’na Taq Taq sahasından 400 bin varil/gün kapasiteli boru hattı bağlantısı kurulması ve hattın 2014’te devreye alınması planlanmaktadır. Bu hattın devreye girmesiyle bu sahanın mevcut 120 bin varil olan günlük üretiminin 200 bin varile çıkarılması hedeflenmektedir.
Buna bağlı olarak ihracat miktarı da artacaktır. Bölgesel yönetimin Doğal Kaynaklar Bakanlığı petrol üretimini 2014 itibariyle günlük 1 milyon varile çıkartmayı planlamaktadır. Bu üretim doğal olarak mevcut üretim yapan sahalar (Taq taq, Tawke gibi) ile keşfedilecek sahalardan sağlanacaktır.
Bunlara ek olarak Taq Taq bölgesinde de 60.000 varil/gün kapasiteli rafineri yapılması ve 2015’te devreye alınması planlanmaktadır. Kapasiteli boru hattı bağlantısı kurulması ve hattın 2014’te devereye alınması planlanmaktadır. Bu hattın devreye girmesiyle bu sahanın mevcut 120 bin varil olan günlük üretiminin 200 bin varile çıkarılması hedeflenmektedir. Buna bağlı olarak ihracat miktarı da artacaktır. Bölgesel yönetimin Doğal Kaynaklar Bakanlığı petrol üretimini 2014 itibariyle günlük 1 milyon varile çıkartmayı planlamaktadır.
Bu bilgiler ışığında, ABD’nin Irak’ı terk etmesinden sonra Türkiye’ye olası etkilerini bir başka yazımda incelemek üzere noktalarken, şunu belirtmek doğru olacaktır sanıyorum.
ABD Irak’a müdahale edeceğini açıkladığı günlerde şu ünlü Mart tezkeresinin Meclisteki oylamasının bu bilgiler ışığında ne işe yaradığını sorgulamak gerekir sanıyorum. Bunu en iyi bilse bilse Sayın Ertuğrul Yalçınbayır bilir. Çünkü Türk Ordusu’nun Irak’a ve özellikle Kuzey Irak’a (günümüz Kuzey Irak Kürt Yönetimi, günümüzde nevruzda – 21 Mart günü bağımsızlığını ilan edeceğine dair söylentiler var- yerleşmiş olması halinde günümüz nasıl olurdu acaba demekten kendimi alamıyorum.
Çünkü Sayın Yalçınbayır, Başbakan Yardımcısı ve hükümet üyesi olarak ortak sorumlulukta Meclise gönderilen tezkerenin altına imza atarken, Mecliste aleyhte oy vermişti. Acaba neden? Bilemediğimiz başka nedenler mi var?
Bir teselli ararsak bu konuda, Meclis izin vermediği için orduyla yapamadığımız işi galiba özel girişimci şirketlerimiz, bir açığı kapatmak denirse eğer, başarılıdırlar diyebiliriz. Bu girişimlerin siyasi bir getirisi elbette olamamaktadır. Çünkü ancak ordunuzu ihraç ederseniz getirinin siyasi, ekonomik ve kalıcı sonuçları olur.
Kimdi o Amerikalı, hani “Türkiye’nin ihraç edeceği sadece ordusu vardır!” diyen, Soroz mu? Bence adam haklı; ordunu ihraç edemezsen ya darbe yapar ya da tükaka edersin!
O nedenle Maliki ve Haşimi olayını bu açıdan okumak gerekir diye düşünüyorum.

YENİ BURSA

Hiç yorum yok: