Irak'taki askerî varlığını tamamen geri çekmesinin ardından Amerika'nın bu ülkedeki nüfuz ve ağırlığını 16 bin personelden meydana gelen büyükelçilik bünyesindeki diplomatik varlığı ile devam ettirip koruyacağını öğrenince bu işte bir gariplik olduğunu düşünmüş, buna fazla bir anlam verememiştim.
Özellikle de Irak'taki hâkim Amerikan karşıtı havayı ve Irak hükümetinin egemenliğini vurgulama isteklerini dikkate aldığımda Amerika'nın diplomatik planının işe yaramayacağı kanaatine varmıştım.
Irak'taki Amerikan diplomatik varlığı 2.000 kadarı diplomat, geriye kalanı da güvenlik personeli, yardım görevlileri, askerî eğitimciler gibi sivil personelden meydana geliyor bugün. Güvenlik personelinin büyük bölümü de şüphesiz özel güvenlik şirketleri mensupları. Yardım görevlileri Amerika'nın Irak'ta yürüttüğü çeşitli kalkınma projeleriyle ilgili. Askerî eğitimciler ise Irak güvenlik güçlerine Amerika'nın Irak'a sattığı silahların eğitimini veriyorlar.
Son haberlere göre, Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Irak'taki diplomatik varlığını yeniden değerlendirme ve gözden geçirme kararı almış bulunuyor. Bu çerçevede, bu kadar çok personelin varlığının ve yılda harcanacak 6 milyar doların gerçekten gerekli olup olmadığını düşünüyor. Bunun da ötesinde, bir yıl kadar üzerinde çalışılan Irak'ta bu büyük diplomatik misyon bulundurma kararının yanlış bir karar olduğu da yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Nitekim, Dışişleri Bakanlığı geçen yılın sonlarından bu yana özel güvenlik personel başta olmak üzere bu misyonda görevli personelin sayısının azaltılmasının yollarının aranmaya başlandığını, azaltılmaya diplomatların da dâhil olduğunu açıklamış bulunuyor.
Amerika herhalde yanlışın neresinden dönülürse o kadar kârlı çıkacağı noktasına gelmiş oluyor. Bu ayrıca, 8 yıllık işgal sonrasında Irak'ı, iç siyasetini çok iyi bilme, değerlendirme noktasına gelmiş olduğu var sayılan Amerika'nın bu konuda sanılanın aksine yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Amerika'nın, Irak'taki diplomatik varlığını azaltma yoluna girmesinin sebeplerinin başında şüphesiz bu kadar büyük varlığa ihtiyaç olmamasını geç de olsa anlaşılması geliyor. Ne var ki, sadece bu sebep de meseleyi tam olarak açıklamıyor. Bir başka ve belki de belirleyici sebep ise Irak makamlarının geçen yılın sonlarından başlayarak Amerikan diplomatik varlığına karşı çıkarmaya başladığı bürokratik problemler, engellemeler, kısıtlamalar ve zorluklar.
Bu çerçevede Iraklı makamlar misyon personeline gerekli vizeleri, izinleri vermekte büyük zorluklar çıkarıyorlar. Aynı zamanda bu personelin Irak içinde seyahatlerine, ziyaretlerine de kısıtlamalar koymaya ve zaman zaman da özellikle özel güvenlik personelinin bazılarını gözaltına almaya başlamış da bulunuyorlar. Kısacası, Iraklı makamlar Amerikan misyonunu bunaltmaya, bıktırmaya ve sonuçta önemsiz ve küçük hale getirmeye çalışıyorlar. Her ne kadar herhangi bir yetkili açıkça dile getirmese de durum bize göre böyle. Hatta bazı haberlerde Amerikalı personelin Bağdat'taki Yeşil Bölge dışına çıkamadıkları bile söyleniyor. Bu bakımdan Amerikan misyonunun hareketlerinin bundan böyle kısıtlı ve sınırlı olacağı anlaşılıyor. Bu da şüphesiz misyonun etki ve başarısını olumsuz yönde etkileyecek gibi görünüyor.
Özetle söylemek gerekirse, bizim edindiğimiz intibaa göre, Irak'taki Amerikan nüfuz ve ağırlığı bundan böyle sınırlı ve kısıtlı olacak. Amerikan misyonunun Iraklı makamlarla ilişkisi elbette devam edecek. Ancak bu, özellikle yürümekte olan ekonomik ve kalkınma projeleri ile askerî eğitim konularında olacak. Bunlar da elbette Irak'ın çıkarına ve faydasına olduğu için ne kadar gerekiyorsa o kadar devam edecekler. Diğer alanlarda ise ben şahsen güçlü ve yakın ilişkiler beklemiyorum. Özellikle de siyasî alanda. Bu alanda Irak hükümetinin bugünkü şartlarda İran hariç, hiç kimseyi dinleyeceğini sanmam. Bu zaten Başbakan Nuri Maliki'nin duruşundan ve açıklamalarından belli olmuş bulunuyor.
Sonuçta, Amerika'nın Irak'ta bundan böyle olayları, gelişmeleri etkileyebilecek bir nüfuz ve gücünün olmayacağı kolaylıkla ileri sürülebilir. Biz de zaten bunu söylüyoruz. Bu bakımdan Irak konusunda Türkiye'nin ikide bir Amerika ile danışması, görüşmesi, bir şeyler beklemesi bize göre fazla anlam taşımıyor. Amerika, Irak'ta askerî varlığının olmadığı yeni dönemde sanıldığı gibi etkin ve güçlü değil. Bunu olaylar, gelişmeler zaten gösteriyor. Bu bakımdan Amerika'nın Irak'ta hâlâ güçlü nüfuzu olduğunu düşünenler ve başkaları bu yeni gerçeği artık anlamalılar, Amerika'ya olmayan gücü ve nüfuzu atfetmekten de vazgeçmeliler.
ZAMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder